Sezai Karakoç’un “Mona Roza” ve Erdem Bayazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiirlerinin dilimizden, kitaplarının elimizden düşmediği yıllardı.
Mustafa Kutlu’nun yönettiği Dergâh ve Ali Haydar Haksal’ın yönetimindeki Yedi İklim Dergisi genç yazarlara sayfalarını açmıştı.
Hey gidi günler…
Muammer Cindilli, önce çorba ısmarlıyor, sonra yakın tarihi anlatıyordu. Nail Orhun, bir diğer cümle ile Nail Baba hayattaydı. Hemşin’de iftarını zeytin ile açıyor, çorba ile tamamlıyordu.
Nurullah Genç’in “Tutkular Keder Oldu” kitabı raflarda duruyordu. Mehmet Emin Alper’in “Ölmek İçin Yürüyüş” adlı kitabı yayınlanmamış, Hüseyin Alacatlı ve Nazir Akalın henüz bu cihanı terk etmemişti…
Dedikten sonra sustu.
Araya haftalar, aylar, yıllar girdi.
Sürgünler, gözaltılar, hücre ve hapishane günleri derken elinizde tuttuğunuz bu kitap okurları ile buluştu.
Sezai Karakoç’un “Mona Roza” ve Erdem Bayazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiirlerinin dilimizden, kitaplarının elimizden düşmediği yıllardı.
Mustafa Kutlu’nun yönettiği Dergâh ve Ali Haydar Haksal’ın yönetimindeki Yedi İklim Dergisi genç yazarlara sayfalarını açmıştı.
Hey gidi günler…
Muammer Cindilli, önce çorba ısmarlıyor, sonra yakın tarihi anlatıyordu. Nail Orhun, bir diğer cümle ile Nail Baba hayattaydı. Hemşin’de iftarını zeytin ile açıyor, çorba ile tamamlıyordu.
Nurullah Genç’in “Tutkular Keder Oldu” kitabı raflarda duruyordu. Mehmet Emin Alper’in “Ölmek İçin Yürüyüş” adlı kitabı yayınlanmamış, Hüseyin Alacatlı ve Nazir Akalın henüz bu cihanı terk etmemişti…
Dedikten sonra sustu.
Araya haftalar, aylar, yıllar girdi.
Sürgünler, gözaltılar, hücre ve hapishane günleri derken elinizde tuttuğunuz bu kitap okurları ile buluştu.
