"Gökyüzü aydınlık diye mi üzülüyorsunuz? Teninizi yakan güneşe gülümseyin.Çünkü karanlığın içindekileri bir kez gördüğünüzde, bir daha asla eskisi gibi olamazsınız."
Ve kan sızıyor, bir kuğunun dinmeyen uğultusundan. Mumu üfleyip siyahıma karanlığını süren tanıdık dudakları gözlüyorum şimdi; boğazından dökülen her bir söz ayrı bir melodi.
BİR İLAHİ.
YA DA AĞIT.
AYIRT EDEMİYORUM ARTIK.
Gökyüzü aydınlık diye mi üzülüyorsunuz? Teninizi yakan güneşe gülümseyin. Çünkü karanlığın içindekileri bir kez gördüğünüzde, bir daha asla eskisi gibi olamazsınız.
"Gökyüzü aydınlık diye mi üzülüyorsunuz? Teninizi yakan güneşe gülümseyin.Çünkü karanlığın içindekileri bir kez gördüğünüzde, bir daha asla eskisi gibi olamazsınız."
Ve kan sızıyor, bir kuğunun dinmeyen uğultusundan. Mumu üfleyip siyahıma karanlığını süren tanıdık dudakları gözlüyorum şimdi; boğazından dökülen her bir söz ayrı bir melodi.
BİR İLAHİ.
YA DA AĞIT.
AYIRT EDEMİYORUM ARTIK.
Gökyüzü aydınlık diye mi üzülüyorsunuz? Teninizi yakan güneşe gülümseyin. Çünkü karanlığın içindekileri bir kez gördüğünüzde, bir daha asla eskisi gibi olamazsınız.