Soğuk Savaş ve Türkiye’nin Batı’ya Yönelişi, Sovyetler Birliği ile büyük kapitalist devletler arasında yaşanan Soğuk Savaş’ı mercek altına alan, Türkiye’nin bu dönemde Batı ittifakına katılımının ardında yatan dinamikleri çözümleyen değerli bir araştırma.
Tolgahan Akdan, Soğuk Savaş üzerine geleneksel, revizyonist, post-revizyonist ve radikal yaklaşımları etraflıca ele aldıktan sonra, yakın tarihle ilgilenen herkes için merak konusu olan soruları masaya yatırıyor: Türk-Sovyet ilişkilerinde yaşanan gerginlik, hangi tarafın eylemlerinin sonucu gelişti? Resmî söylemin ileri sürdüğü gibi, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’nin egemenlik haklarına aykırı talepleri mi bu gerginliğe yol açmıştı? Türkiye’nin Batı ittifakına eklemlenişi, kendi egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü güvence altına alma arayışının bir neticesi midir? Ya da Boğazlar üzerinden yaşanan gerginlik, Türkiye’yi Batı’ya yakınlaştırmak için Türk yönetici elitlerinin kotardığı bir komplo mudur? Türkiye’nin Batı ittifakına katılımının, Sovyetler Birliği ile yaşanan gerginliğin ötesinde başka politik ve ekonomik nedenleri mi vardı?
Akdan’ın çalışmasını cazip ve önemli kılan, tek yanlı Soğuk Savaş literatürü üzerinden Türk dış politikasını açıklama girişimlerini eleştirel bir süzgeçten geçirmekle yetinmeyip konuya dair özgün tezler geliştirmiş olması… Kitapta Soğuk Savaş’ın, kapitalizmi ve sosyalizmi temsil eden güçler tarafından icra edilen sistemler arası bir mücadele olduğuna işaret ediliyor. Türkiye’nin Batı ittifakına eklemlenişi ise, bu sistemik mücadelenin yarattığı jeopolitik zorluklar ile içeride güçlenen egemen sınıfların Batı kapitalizmi ile bütünleşme eğilimi üzerinden değerlendiriliyor.
Soğuk Savaş ve Türkiye’nin Batı’ya Yönelişi, Sovyetler Birliği ile büyük kapitalist devletler arasında yaşanan Soğuk Savaş’ı mercek altına alan, Türkiye’nin bu dönemde Batı ittifakına katılımının ardında yatan dinamikleri çözümleyen değerli bir araştırma.
Tolgahan Akdan, Soğuk Savaş üzerine geleneksel, revizyonist, post-revizyonist ve radikal yaklaşımları etraflıca ele aldıktan sonra, yakın tarihle ilgilenen herkes için merak konusu olan soruları masaya yatırıyor: Türk-Sovyet ilişkilerinde yaşanan gerginlik, hangi tarafın eylemlerinin sonucu gelişti? Resmî söylemin ileri sürdüğü gibi, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’nin egemenlik haklarına aykırı talepleri mi bu gerginliğe yol açmıştı? Türkiye’nin Batı ittifakına eklemlenişi, kendi egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü güvence altına alma arayışının bir neticesi midir? Ya da Boğazlar üzerinden yaşanan gerginlik, Türkiye’yi Batı’ya yakınlaştırmak için Türk yönetici elitlerinin kotardığı bir komplo mudur? Türkiye’nin Batı ittifakına katılımının, Sovyetler Birliği ile yaşanan gerginliğin ötesinde başka politik ve ekonomik nedenleri mi vardı?
Akdan’ın çalışmasını cazip ve önemli kılan, tek yanlı Soğuk Savaş literatürü üzerinden Türk dış politikasını açıklama girişimlerini eleştirel bir süzgeçten geçirmekle yetinmeyip konuya dair özgün tezler geliştirmiş olması… Kitapta Soğuk Savaş’ın, kapitalizmi ve sosyalizmi temsil eden güçler tarafından icra edilen sistemler arası bir mücadele olduğuna işaret ediliyor. Türkiye’nin Batı ittifakına eklemlenişi ise, bu sistemik mücadelenin yarattığı jeopolitik zorluklar ile içeride güçlenen egemen sınıfların Batı kapitalizmi ile bütünleşme eğilimi üzerinden değerlendiriliyor.