“Sokrates’i öldüren baldıran zehri miydi yoksa içinde yaşadığı devletin adaletsiz olarak yönetilmesi miydi?”, “Eğer baldıran zehri içirilerek öldürülmeseydi, adaletsiz yöneticilerin Atina devletini yıktığına şahit olduktan sonra Sokrates kahrından ölür müydü?” ve “Sokrates’in politik anlayışına göre adalet ve devlet arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?” şeklindeki soruların yanıtlarını merak ediyorsanız, bu kitabı kesinlikle ama kesinlikle okumanızı tavsiye ederiz. Kitapta yukarıdaki soruların yanıtları verilmekte ve dahası bu sorular gibi pek çok soru sorulmaktadır. Çünkü Sokrates’in mantığına göre asıl olan cevaplar değil sorulardır.
Leviathanlaşmasın diye içinde yaşadığı devlet, Sokrates canından oldu. Sokrates, devlet canavarlaşmasın diye kendi canından vazgeçmiş olsa da onun ölümünden beri yüzlerce devlet canavarlaştı ve canavarlaşmaya da devam etmekte. Sokrates’in davası bin yıllardır sürmekte. Bugün bile (!) özgürlük adına açılmış bütün davalarda, davanın haklı tarafı olarak Sokrates, bütün mahkeme salonlarında gezinmekte. Bu kitap, Sokrates’in siyasete, adalete ve devlete yönelttiği eleştirileri tekrar ortaya çıkarmakta ve onun eleştirilerinden modern devletlere ve de yöneticilerine adalet ekseninde bir siyaset tavsiyesinde bulunmaktadır. Başından sonuna kadar bu kitabı okuyan herkesin; “Devletin dini adalettir!” tespitinin önemini iliklerine kadar kavrayacağına ve haklı eleştirinin devleti sürdürülebilir kılacağına dair tezimize katılacağına eminiz.
“Sokrates’i öldüren baldıran zehri miydi yoksa içinde yaşadığı devletin adaletsiz olarak yönetilmesi miydi?”, “Eğer baldıran zehri içirilerek öldürülmeseydi, adaletsiz yöneticilerin Atina devletini yıktığına şahit olduktan sonra Sokrates kahrından ölür müydü?” ve “Sokrates’in politik anlayışına göre adalet ve devlet arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?” şeklindeki soruların yanıtlarını merak ediyorsanız, bu kitabı kesinlikle ama kesinlikle okumanızı tavsiye ederiz. Kitapta yukarıdaki soruların yanıtları verilmekte ve dahası bu sorular gibi pek çok soru sorulmaktadır. Çünkü Sokrates’in mantığına göre asıl olan cevaplar değil sorulardır.
Leviathanlaşmasın diye içinde yaşadığı devlet, Sokrates canından oldu. Sokrates, devlet canavarlaşmasın diye kendi canından vazgeçmiş olsa da onun ölümünden beri yüzlerce devlet canavarlaştı ve canavarlaşmaya da devam etmekte. Sokrates’in davası bin yıllardır sürmekte. Bugün bile (!) özgürlük adına açılmış bütün davalarda, davanın haklı tarafı olarak Sokrates, bütün mahkeme salonlarında gezinmekte. Bu kitap, Sokrates’in siyasete, adalete ve devlete yönelttiği eleştirileri tekrar ortaya çıkarmakta ve onun eleştirilerinden modern devletlere ve de yöneticilerine adalet ekseninde bir siyaset tavsiyesinde bulunmaktadır. Başından sonuna kadar bu kitabı okuyan herkesin; “Devletin dini adalettir!” tespitinin önemini iliklerine kadar kavrayacağına ve haklı eleştirinin devleti sürdürülebilir kılacağına dair tezimize katılacağına eminiz.