Endüstriyel toplumların yetişkin insanları, çocukluğun tüm belirgin niteliklerini yitirdiler: Oyun, merak, şaşırma yeteneği, oyun ve fantezi yeteneği. Artık o ruhsal ve duygusal açıdan ne yetişkin bir birey ne de çocuktur; endüstriyel ürünlerin artıklarıyla fantezi yaşamını besleyen edilgin ve suçluluk duygusu içinde bir insandır. Oyun biçimleri yozlaşmıştır. Bizim tanıdığımız çocuk yetişkinler, toplumun çocuklaştırdığı, suçluluk duygusu içinde büyüttüğü bir çocuktur. Bir çocuk gibi eğlenmek, yetişkinlerin çoğunluğu için artık olanak dışı…
Endüstriyel toplumların yetişkin insanları, çocukluğun tüm belirgin niteliklerini yitirdiler: Oyun, merak, şaşırma yeteneği, oyun ve fantezi yeteneği. Artık o ruhsal ve duygusal açıdan ne yetişkin bir birey ne de çocuktur; endüstriyel ürünlerin artıklarıyla fantezi yaşamını besleyen edilgin ve suçluluk duygusu içinde bir insandır. Oyun biçimleri yozlaşmıştır. Bizim tanıdığımız çocuk yetişkinler, toplumun çocuklaştırdığı, suçluluk duygusu içinde büyüttüğü bir çocuktur. Bir çocuk gibi eğlenmek, yetişkinlerin çoğunluğu için artık olanak dışı…