Son Yahudi kitabı; sözlü tarih çalışmasının bir ürünüdür. Kitaba konu olan olaylardan Sıdıka ve Perişan'ın öyküsü, bu gün aradan bir asır geçmesine rağmen, sanki dün olmuş gibi dededen toruna aktarılıyor. Toplum hafızası, yapılan hiçbir haksızlığı asla ve asla unutmaz. Yapılan haksızlıklarla ilgili yüzleşme olmadığından dolayı, sürekli kanayan bir yara olarak belleklerde kalır.
1947 senesinde, Urfa'da yedi tane Yahudi'nin canavarca katledilmesi ile ilgili başlatılan hukuki sürecin, 2015'de Ankara Gar Katliamı sonrasında gelişen hukuki süreçle nasıl da benzerlik taşıdığını hayretler içerisinde okurken, ülkenin, hukuk ve adalet kavramlarında patinaj yaptığını ve ileri demokrasi kavramından hızla uzaklaştığımızın bir kesitidir bu çalışma.
Son Yahudi kitabı; sözlü tarih çalışmasının bir ürünüdür. Kitaba konu olan olaylardan Sıdıka ve Perişan'ın öyküsü, bu gün aradan bir asır geçmesine rağmen, sanki dün olmuş gibi dededen toruna aktarılıyor. Toplum hafızası, yapılan hiçbir haksızlığı asla ve asla unutmaz. Yapılan haksızlıklarla ilgili yüzleşme olmadığından dolayı, sürekli kanayan bir yara olarak belleklerde kalır.
1947 senesinde, Urfa'da yedi tane Yahudi'nin canavarca katledilmesi ile ilgili başlatılan hukuki sürecin, 2015'de Ankara Gar Katliamı sonrasında gelişen hukuki süreçle nasıl da benzerlik taşıdığını hayretler içerisinde okurken, ülkenin, hukuk ve adalet kavramlarında patinaj yaptığını ve ileri demokrasi kavramından hızla uzaklaştığımızın bir kesitidir bu çalışma.