Türkiye’de sosyal bilim yapmanın önünde öncelikle muhit ve bilimsel çalışma ekosistemi bakımından yetersizlikler var. Teorik iddiaları ortaya koyma cesaretinin zayıflığını, sosyal bilimcinin iktidar ve otorite ile ilişkisinin onu asli sorumluluğundan uzaklaştırdığını ve nihayet sosyal bilimlerin farklı alanlarında çalışanların ortak ve disiplinlerarası çalışmalara yatkın olmadıklarını biliyoruz. Kurumsal yapılanma ve düzenlemelerde bir yandan iktidarların belirleyici gücü öte yandan da sosyal bilimcinin özellikle güç karşısındaki yaklaşımının zayıf olması, sosyal bilimler alanının yeterince gelişememesinin ve dolayısıyla topluma katkının yetersiz kalmasının temel sebepleri arasındadır.
Muhit, sosyal bilimcinin gelişiminde ona rehberlik eder. Her muhitin, ekol ve okulun sosyal bilimciye katabileceği artılar ve eksiler vardır. Muhitin yapısı, işleyişi, muhite hâkim olanların eğilimi, o muhit mensubu sosyal bilimcinin ufkunu ve zihnini açarken zaman zaman da daraltabilir.
Bu kitap, bir sosyal bilimcinin uzun yıllara dayalı fikri takibi ile düşüncelerinin yansımalarını yazıya dökme çabasıdır. Alanına odaklanarak zenginleşmek isteyen ve sosyal bilimlerin diğer alanlarında çalışanlarla ortaklaşa çalışmalarla teorik katkı sunmayı düşünen tüm sosyal bilimcileri bu bağlamda düşünmeye sevk edebilmek amacı taşımaktadır. Böylesi bir arayış içindeki sosyal bilimcileri bir muhit arayışına itebildiği ya da bir muhit oluşumuna öncülük etmeleri yönünde harekete geçirebildiği ölçüde yazar kendini mutlu addedecektir.
Türkiye’de sosyal bilim yapmanın önünde öncelikle muhit ve bilimsel çalışma ekosistemi bakımından yetersizlikler var. Teorik iddiaları ortaya koyma cesaretinin zayıflığını, sosyal bilimcinin iktidar ve otorite ile ilişkisinin onu asli sorumluluğundan uzaklaştırdığını ve nihayet sosyal bilimlerin farklı alanlarında çalışanların ortak ve disiplinlerarası çalışmalara yatkın olmadıklarını biliyoruz. Kurumsal yapılanma ve düzenlemelerde bir yandan iktidarların belirleyici gücü öte yandan da sosyal bilimcinin özellikle güç karşısındaki yaklaşımının zayıf olması, sosyal bilimler alanının yeterince gelişememesinin ve dolayısıyla topluma katkının yetersiz kalmasının temel sebepleri arasındadır.
Muhit, sosyal bilimcinin gelişiminde ona rehberlik eder. Her muhitin, ekol ve okulun sosyal bilimciye katabileceği artılar ve eksiler vardır. Muhitin yapısı, işleyişi, muhite hâkim olanların eğilimi, o muhit mensubu sosyal bilimcinin ufkunu ve zihnini açarken zaman zaman da daraltabilir.
Bu kitap, bir sosyal bilimcinin uzun yıllara dayalı fikri takibi ile düşüncelerinin yansımalarını yazıya dökme çabasıdır. Alanına odaklanarak zenginleşmek isteyen ve sosyal bilimlerin diğer alanlarında çalışanlarla ortaklaşa çalışmalarla teorik katkı sunmayı düşünen tüm sosyal bilimcileri bu bağlamda düşünmeye sevk edebilmek amacı taşımaktadır. Böylesi bir arayış içindeki sosyal bilimcileri bir muhit arayışına itebildiği ya da bir muhit oluşumuna öncülük etmeleri yönünde harekete geçirebildiği ölçüde yazar kendini mutlu addedecektir.