Yoksullukla mücadeleye salt maddi açıdan bakmak fevkalade yanlış ve eksik bir yaklaşımdır. Ona sadece maddi yoksunluk olarak yaklaşmak toplumu bugün içinde bulunduğumuz noktadan daha ileri bir yere götürmeyecektir. Zira yoksulluk sadece ihtiyaç maddelerinin eksikliğinden ibaret değildir. Bu nedenle zenginliğin ve yoksulluğun yeniden değerlendirilerek toplumumuzun inanç ve ahlaki değerlerinin ışığı altında tanımlanması gerekmektedir. Çünkü İslam ümmeti, Batı’dan ithal ideolojilerle ve bu sakat anlayışın ürettiği veya türedi zenginlerin yaşam felsefeleri ile tanımlanacak yapay kalabalıklar yığını değildir. Büyük ve çok önemli bir geçmişe, zengin bir tarihi birikime sahip olan milletimiz, varlığın da yokluğun da gelip geçici olgular olduğunun, ne zenginliğin ne de fakirliğin bir erdem olmadığının ve erdemin, üstünlüğün takvada olduğunun farkındadır. Bu anlayışı temel alan yaklaşımla, insana, onun maddi ve ruhi dünyasını yeniden inşa edecek çalışmalara, dönüşümlere ihtiyaç vardır.
Yoksullukla mücadeleye salt maddi açıdan bakmak fevkalade yanlış ve eksik bir yaklaşımdır. Ona sadece maddi yoksunluk olarak yaklaşmak toplumu bugün içinde bulunduğumuz noktadan daha ileri bir yere götürmeyecektir. Zira yoksulluk sadece ihtiyaç maddelerinin eksikliğinden ibaret değildir. Bu nedenle zenginliğin ve yoksulluğun yeniden değerlendirilerek toplumumuzun inanç ve ahlaki değerlerinin ışığı altında tanımlanması gerekmektedir. Çünkü İslam ümmeti, Batı’dan ithal ideolojilerle ve bu sakat anlayışın ürettiği veya türedi zenginlerin yaşam felsefeleri ile tanımlanacak yapay kalabalıklar yığını değildir. Büyük ve çok önemli bir geçmişe, zengin bir tarihi birikime sahip olan milletimiz, varlığın da yokluğun da gelip geçici olgular olduğunun, ne zenginliğin ne de fakirliğin bir erdem olmadığının ve erdemin, üstünlüğün takvada olduğunun farkındadır. Bu anlayışı temel alan yaklaşımla, insana, onun maddi ve ruhi dünyasını yeniden inşa edecek çalışmalara, dönüşümlere ihtiyaç vardır.