Hadis edebiyatı sadece ilmî ve fikrî etkenlerin değil, aynı zamanda siyasi ve sosyokültürel yapının etkisiyle de teşekkül etmiş bir edebiyattır. Hicretin ilk asırlarında genellikle şifahi olarak yayılan hadis kültürü, daha sonra sosyokültürel şartlar değiştikçe yazılı hadis kültürüne dönüşmüştür. Bu bakımdan bir muhaddisin eserini telif ederken içinde yaşadığı sosyokültürel yapıdan etkilenmesi ve bunu eserine yansıtması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu etkilenme, hadislerle beraber kültürel mirasın da nesilden nesile aktarılmasında köprü vazifesi görmüştür.
Kitap ile hadis edebiyatının oluşumunda sosyokültürel etkenlerin neler olduğu ve ilmin kültürden uzak olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Hadis edebiyatı sadece ilmî ve fikrî etkenlerin değil, aynı zamanda siyasi ve sosyokültürel yapının etkisiyle de teşekkül etmiş bir edebiyattır. Hicretin ilk asırlarında genellikle şifahi olarak yayılan hadis kültürü, daha sonra sosyokültürel şartlar değiştikçe yazılı hadis kültürüne dönüşmüştür. Bu bakımdan bir muhaddisin eserini telif ederken içinde yaşadığı sosyokültürel yapıdan etkilenmesi ve bunu eserine yansıtması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu etkilenme, hadislerle beraber kültürel mirasın da nesilden nesile aktarılmasında köprü vazifesi görmüştür.
Kitap ile hadis edebiyatının oluşumunda sosyokültürel etkenlerin neler olduğu ve ilmin kültürden uzak olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.