Her geçen gün daha fazla ile karakterize edilen bir dünyada, sapla samanı birbirinden ayırabilen, fikirlerle bulgular arasındaki farkı gösterebilen ve belki de en önemlisi, politikacıların ve uygulayıcıların hakkıyla kullandıklarında, yurttaşların yaşamlarını iyileştirebilecek araştırmaların temellerini ortaya koyabilecek bir rehbere olan ihtiyacımız artıyor.
Bir kez daha, herkese tam da bu nitelikleri taşıyan bir rehber olarak Ken Browne'yi önerme şansına sahip olduğum için mutluyum.”
- Laurie Taylor
Toplumun yapısı, aile, eğitim, suç ve sapkınlık, kitlesel iletişim, güç, sosyal eşitsizlik, hastalık ve sağlık ana başlıkları ekseninde hazırlanmış olan Sosyolojiye Giriş, gündelik yaşamla, güncel politik ve sosyal tartışmalarla ilişki kurarak sosyolojiyi herkes için anlaşılabilir ve uygulanabilir hale getirmeyi hedefliyor.
Ken Browne'nin dediği gibi, “Gerçek belki de oralarda bir yerde duruyordur fakat celladın yüzü gibi, kendini daima iyi bir şekilde gizliyor olabilir; bu yüzden de hiçbir şeyi çantada keklik olarak görmeyip meseleleri göründükleri gibi kabul etmemek gerekir. Hepsinden önemlisi ise, sosyolojinin tadını çıkarmaktır.”
Her geçen gün daha fazla ile karakterize edilen bir dünyada, sapla samanı birbirinden ayırabilen, fikirlerle bulgular arasındaki farkı gösterebilen ve belki de en önemlisi, politikacıların ve uygulayıcıların hakkıyla kullandıklarında, yurttaşların yaşamlarını iyileştirebilecek araştırmaların temellerini ortaya koyabilecek bir rehbere olan ihtiyacımız artıyor.
Bir kez daha, herkese tam da bu nitelikleri taşıyan bir rehber olarak Ken Browne'yi önerme şansına sahip olduğum için mutluyum.”
- Laurie Taylor
Toplumun yapısı, aile, eğitim, suç ve sapkınlık, kitlesel iletişim, güç, sosyal eşitsizlik, hastalık ve sağlık ana başlıkları ekseninde hazırlanmış olan Sosyolojiye Giriş, gündelik yaşamla, güncel politik ve sosyal tartışmalarla ilişki kurarak sosyolojiyi herkes için anlaşılabilir ve uygulanabilir hale getirmeyi hedefliyor.
Ken Browne'nin dediği gibi, “Gerçek belki de oralarda bir yerde duruyordur fakat celladın yüzü gibi, kendini daima iyi bir şekilde gizliyor olabilir; bu yüzden de hiçbir şeyi çantada keklik olarak görmeyip meseleleri göründükleri gibi kabul etmemek gerekir. Hepsinden önemlisi ise, sosyolojinin tadını çıkarmaktır.”