Sosyoloji insan hayatında olup bitenlerin ya da olmayıp bitmeyenlerin “aslında ne olduğunu ve ne olmadığını” kavramak ister. Bunun yolu; görüleni veya görüneni bilmekle, mesela, “olan şu, olmayan da bu” demekle yetinmemektir. Olanın niçin olduğunu, olmayanın da niçin olmadığını anlama çabasına girişmektir.
Çünkü “toplum dünyası” doğa dünyasının tam aksine muhtelif irade güçleri, duygu halleri, karşı çıkma ya da boyun eğmeler, evetler ya da hayırlar ile; kısacası, insan zihinlerinin içsel edimleri ile inşa edilmiştir.
Sosyoloji insan hayatında olup bitenlerin ya da olmayıp bitmeyenlerin “aslında ne olduğunu ve ne olmadığını” kavramak ister. Bunun yolu; görüleni veya görüneni bilmekle, mesela, “olan şu, olmayan da bu” demekle yetinmemektir. Olanın niçin olduğunu, olmayanın da niçin olmadığını anlama çabasına girişmektir.
Çünkü “toplum dünyası” doğa dünyasının tam aksine muhtelif irade güçleri, duygu halleri, karşı çıkma ya da boyun eğmeler, evetler ya da hayırlar ile; kısacası, insan zihinlerinin içsel edimleri ile inşa edilmiştir.