Oryantalizm, Batı'nın bilgisel olarak Doğu'yu kategorileştirmek suretiyle bir bilgi nesnesi hâline getirmesi ve Doğu'nun Batı'dan geri olduğu ve bu nedenle Batı müdahalesinin meşru olduğu şeklindeki emperyalist egemenlik idealine alan açma çabasıdır. Oryantalizm paradigmasına sahip olan Avrupa (Batı) kendi dışında yer alan her şeyi ötekileştirmiş, daha doğrusu olumsuz ötekileştirmiş ve kendi (ben) kimliğini bunun üzerinden tanımlamıştır. Bu yaklaşımla Avrupa sadece Doğu hakkında bilgi elde etmekle kalmamış, elde ettiği bu bilgiyi Doğu'nun bütün kaynaklarını sömürmek için de kullanmıştır. Doğu'nun Batı'nın gerisine yerleştirilmesiyle, Batı'nın uygarlaştırma misyonu perdesi altında Doğu'yu sömürgeleştirmesine olanak sağlanmıştır. Bu nedenle oryantalizm sömürgeciliğin keşif kolu olarak görülmüştür. Kapitalizm ve sömürgecilik ile belirginleşen Şarkiyatçılık, ‘Batı'nın ‘Doğu' üzerindeki egemenliğinin ideolojik boyutuyla yakından ilişkilidir ve etkinliği günümüze kadar devam etmektedir. Bütün bunlar sömürgeciliğin yanında ırkçılık ve egoizmin de Avrupa'nın bir özelliği olmasını sağlamıştır. Bugünkü Avrupa kıtasında canlılığını koruyan ırkçılığın, yabancı düşmanlığının, Anti-Semitizmin ve Islamofobinin kaynağı bu tarihsel gerçeklikte aranmalıdır.
Oryantalizm, Batı'nın bilgisel olarak Doğu'yu kategorileştirmek suretiyle bir bilgi nesnesi hâline getirmesi ve Doğu'nun Batı'dan geri olduğu ve bu nedenle Batı müdahalesinin meşru olduğu şeklindeki emperyalist egemenlik idealine alan açma çabasıdır. Oryantalizm paradigmasına sahip olan Avrupa (Batı) kendi dışında yer alan her şeyi ötekileştirmiş, daha doğrusu olumsuz ötekileştirmiş ve kendi (ben) kimliğini bunun üzerinden tanımlamıştır. Bu yaklaşımla Avrupa sadece Doğu hakkında bilgi elde etmekle kalmamış, elde ettiği bu bilgiyi Doğu'nun bütün kaynaklarını sömürmek için de kullanmıştır. Doğu'nun Batı'nın gerisine yerleştirilmesiyle, Batı'nın uygarlaştırma misyonu perdesi altında Doğu'yu sömürgeleştirmesine olanak sağlanmıştır. Bu nedenle oryantalizm sömürgeciliğin keşif kolu olarak görülmüştür. Kapitalizm ve sömürgecilik ile belirginleşen Şarkiyatçılık, ‘Batı'nın ‘Doğu' üzerindeki egemenliğinin ideolojik boyutuyla yakından ilişkilidir ve etkinliği günümüze kadar devam etmektedir. Bütün bunlar sömürgeciliğin yanında ırkçılık ve egoizmin de Avrupa'nın bir özelliği olmasını sağlamıştır. Bugünkü Avrupa kıtasında canlılığını koruyan ırkçılığın, yabancı düşmanlığının, Anti-Semitizmin ve Islamofobinin kaynağı bu tarihsel gerçeklikte aranmalıdır.