Strata İlişkisel Sosyal Bilimler Dergisi Sayı: 10

Stok Kodu:
4440000002421
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
188
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
230,00TL
184,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 22,49TL
Temin süresi 2-5 gündür.
4440000002421
1268728
Strata İlişkisel Sosyal Bilimler Dergisi Sayı: 10
Strata İlişkisel Sosyal Bilimler Dergisi Sayı: 10
184.00

"Bourdieu sosyolojisi gerçekte çağdaş bir sosyoloji imkanının tartışmasıdır. Bu tartışma da birkaç eksene oturuyor. Bourdieu sosyolojisinin ne anlama geldiği bugün bir anlamda bir simgesel sermaye gibi işleyerek sosyoloji disiplini içinde anması, söz etmesi, bir anlamda moda etkisi ya da işte sık sık başımıza geldiği gibi bir paradigmanın, bir hâkim anlayış haline gelmesi bakımından anlaşılabilir. Neredeyse Bourdieu demeden hiçbir şey yapılamaz oldu sosyoloji içerisinde."
(...)
"Bourdieu sonrası Bourdieu sosyolojisinde şöyle bir manzara görüyorum, genel olarak aslında bir gelişigüzel Bourdieu kullanımı ortaya çıkmış gibi duruyor. Bugünkü sosyoloji pratiğinin büyük oranda Bourdieu sosyolojisinden besleniyor dediğimizde bu bir taraftan kulağa hoş geliyor ama diğer taraftan da beraberinde birtakım tehditler getiriyor. Bunun başında Bourdieu’nün geliştirdiği kavramların en merkezilerinin örneğin sermaye kavramının aslında tamamen bağlamından kopuk bir şekilde kullanılması geliyor."
(...)
"Kolektif bir girişimin özel adından başka bir şey olmayan Bourdieu  sosyolojisini, karşısına aldığı özcü ve tözcü düşüncenin devinimlerinde kurulan iktidarı sorgulayan bir dert, bir mücadele  olarak okuduğumuz için ondan sonrasını düşünmek, karşımıza tarihin her anında yeniden inşa edilmesi gereken bir sorunsal olarak çıkmakta. Bu sorunun zeminini, ilişkisel bilim pratiklerini nasıl üreteceğimize dair paylaştığımız ortak bir dert oluşturuyor diyebiliriz. Bu soru  bize meydan okuyarak karşımızda durmakta, çünkü bizi ilgilendiren, bu sorunun yanıtından çok, bu soru aracılığıyla yaptığımız şeyi, yani  bilimsel çalışmalarımızı sorgulamak."
(...)
"Bourdieu’nün özerkliğe yaptığı vurgu bu açıdan önemli çünkü özerklik tam da bu anlattığımız alan duyusunun oluşmasını sağlıyor. Bu ne kadar kurumsal olarak güçlendirilirse, ben onu şeye benzetiyorum bir tür atmosfer gibi düşünüyorum ben onu. Yani dışarının kavramlarının, dışarının değer setlerinin içeri girerken şeyde kırıldığı, kırılmaya uğradığı ve zararsızlaşarak şeye indiği alanın kendi dinamiklerini bozmadan indiği inebildiği bir tür şemsiye denebilir, bir tür atmosfer denebilir. Bu tarz bir kurumsal özerkliğin peşi sıra bilişsel bir özerklik getirdiğini görüyoruz. Tam da bu yüzden yani refleksivitenin kolektif imkânı ile özerklik arasında çok yakın bir illiyet bağı var."

"Bourdieu sosyolojisi gerçekte çağdaş bir sosyoloji imkanının tartışmasıdır. Bu tartışma da birkaç eksene oturuyor. Bourdieu sosyolojisinin ne anlama geldiği bugün bir anlamda bir simgesel sermaye gibi işleyerek sosyoloji disiplini içinde anması, söz etmesi, bir anlamda moda etkisi ya da işte sık sık başımıza geldiği gibi bir paradigmanın, bir hâkim anlayış haline gelmesi bakımından anlaşılabilir. Neredeyse Bourdieu demeden hiçbir şey yapılamaz oldu sosyoloji içerisinde."
(...)
"Bourdieu sonrası Bourdieu sosyolojisinde şöyle bir manzara görüyorum, genel olarak aslında bir gelişigüzel Bourdieu kullanımı ortaya çıkmış gibi duruyor. Bugünkü sosyoloji pratiğinin büyük oranda Bourdieu sosyolojisinden besleniyor dediğimizde bu bir taraftan kulağa hoş geliyor ama diğer taraftan da beraberinde birtakım tehditler getiriyor. Bunun başında Bourdieu’nün geliştirdiği kavramların en merkezilerinin örneğin sermaye kavramının aslında tamamen bağlamından kopuk bir şekilde kullanılması geliyor."
(...)
"Kolektif bir girişimin özel adından başka bir şey olmayan Bourdieu  sosyolojisini, karşısına aldığı özcü ve tözcü düşüncenin devinimlerinde kurulan iktidarı sorgulayan bir dert, bir mücadele  olarak okuduğumuz için ondan sonrasını düşünmek, karşımıza tarihin her anında yeniden inşa edilmesi gereken bir sorunsal olarak çıkmakta. Bu sorunun zeminini, ilişkisel bilim pratiklerini nasıl üreteceğimize dair paylaştığımız ortak bir dert oluşturuyor diyebiliriz. Bu soru  bize meydan okuyarak karşımızda durmakta, çünkü bizi ilgilendiren, bu sorunun yanıtından çok, bu soru aracılığıyla yaptığımız şeyi, yani  bilimsel çalışmalarımızı sorgulamak."
(...)
"Bourdieu’nün özerkliğe yaptığı vurgu bu açıdan önemli çünkü özerklik tam da bu anlattığımız alan duyusunun oluşmasını sağlıyor. Bu ne kadar kurumsal olarak güçlendirilirse, ben onu şeye benzetiyorum bir tür atmosfer gibi düşünüyorum ben onu. Yani dışarının kavramlarının, dışarının değer setlerinin içeri girerken şeyde kırıldığı, kırılmaya uğradığı ve zararsızlaşarak şeye indiği alanın kendi dinamiklerini bozmadan indiği inebildiği bir tür şemsiye denebilir, bir tür atmosfer denebilir. Bu tarz bir kurumsal özerkliğin peşi sıra bilişsel bir özerklik getirdiğini görüyoruz. Tam da bu yüzden yani refleksivitenin kolektif imkânı ile özerklik arasında çok yakın bir illiyet bağı var."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat