Cinsellik, dindar kesimin hem konuşmaktan kaçındığı hem için için kendini yediği bir konu. Aynı zamanda sürekli yüzleşmek ve bedelini ödemekten de geri duramadığı, duramayacağı bir mesele, bir karın
ağrısı. Konuşamıyor; takıntıları var, şartlandırılmışlıkları. Hem sürekli yönlen- diriliyor, hem dikkati dağıtılıyor. Ne dünyayı takip edebiliyor, küresel değişim ve gelişmelerden haberi var; ne egemenlerin ne yapmak istediğini hissedebilecek basireti ne de "başkasının meseleleri” ile büyülendiğini fark edebilecek hikmeti. Ne ufku yetiyor, ne de cesareti. Her ne kadar Müslümanlar bu konuyu konuşmaktan imtina etseler de konu dönüp dolaşıp ayaklarına dolanmaya, onları huzursuz etmeye devam ediyor. Etmemesi mümkün değil. Yemek, içmek gibi bir ihtiyacın görmezden gelinerek çözülmesi mümkün değil ki.
Cinsellik, dindar kesimin hem konuşmaktan kaçındığı hem için için kendini yediği bir konu. Aynı zamanda sürekli yüzleşmek ve bedelini ödemekten de geri duramadığı, duramayacağı bir mesele, bir karın
ağrısı. Konuşamıyor; takıntıları var, şartlandırılmışlıkları. Hem sürekli yönlen- diriliyor, hem dikkati dağıtılıyor. Ne dünyayı takip edebiliyor, küresel değişim ve gelişmelerden haberi var; ne egemenlerin ne yapmak istediğini hissedebilecek basireti ne de "başkasının meseleleri” ile büyülendiğini fark edebilecek hikmeti. Ne ufku yetiyor, ne de cesareti. Her ne kadar Müslümanlar bu konuyu konuşmaktan imtina etseler de konu dönüp dolaşıp ayaklarına dolanmaya, onları huzursuz etmeye devam ediyor. Etmemesi mümkün değil. Yemek, içmek gibi bir ihtiyacın görmezden gelinerek çözülmesi mümkün değil ki.