Fatih Sultan Mehmed'in sohbet halkasına dâhil olan kimliği meçhul bir müellifin II. Bayezid'e ithaf ettiği bu kitap “kimsenin ilgi göstermemesi sebebiyle unutulmaya yüz tuttuğundan şikâyet edilen pratik felsefe/amelî hikmet alanının siyasetle ilgili kısmını ihya etmek amacıyla” kaleme alınmıştır.
Fatih'i ideal sultan olarak belirlemesi, devletin devamlılığının sağlanması için şeriata uygun davranmanın gerekliliği ile cihad vazifesinin ifasına esaslı bir vurgu yapması ve Osmanlı devlet ricalininin Memlük idaresine karşı olumsuz yaklaşımlar takındığını ortaya koyması bakımından öne çıkan eserdeki malumatlardan hareketle Osmanlı Devleti'nin yavaş yavaş İslâm âlemiyle ilgili hamilik rolü üstlenme yolunda ilerlediği anlaşılmaktadır.
Endülüs'ün ve geç XV. yüzyıldaki durumunun Osmanlı tarafından nasıl görüldüğüne dair değerlendirmelere de yer veren eser aynı zamanda İskender, Zâhir Baybars ve Fatih Sultan Mehmed gibi hükümdarların savaş taktiklerine temas eden bir âdâb-ı harb (savaş sanatı) risalesi hüviyetindedir.
Fatih Sultan Mehmed'in sohbet halkasına dâhil olan kimliği meçhul bir müellifin II. Bayezid'e ithaf ettiği bu kitap “kimsenin ilgi göstermemesi sebebiyle unutulmaya yüz tuttuğundan şikâyet edilen pratik felsefe/amelî hikmet alanının siyasetle ilgili kısmını ihya etmek amacıyla” kaleme alınmıştır.
Fatih'i ideal sultan olarak belirlemesi, devletin devamlılığının sağlanması için şeriata uygun davranmanın gerekliliği ile cihad vazifesinin ifasına esaslı bir vurgu yapması ve Osmanlı devlet ricalininin Memlük idaresine karşı olumsuz yaklaşımlar takındığını ortaya koyması bakımından öne çıkan eserdeki malumatlardan hareketle Osmanlı Devleti'nin yavaş yavaş İslâm âlemiyle ilgili hamilik rolü üstlenme yolunda ilerlediği anlaşılmaktadır.
Endülüs'ün ve geç XV. yüzyıldaki durumunun Osmanlı tarafından nasıl görüldüğüne dair değerlendirmelere de yer veren eser aynı zamanda İskender, Zâhir Baybars ve Fatih Sultan Mehmed gibi hükümdarların savaş taktiklerine temas eden bir âdâb-ı harb (savaş sanatı) risalesi hüviyetindedir.