Sultan Veled, babası Mevlânâ’nın en büyük hayranı ve şârihidir ama o babası gibi aşkı ve coşkuyu değil, zâhidliği ön plana çıkarmıştır. Halkın
anlamadığı tasavvufî incelikleri onlardan saklayan ama tasavvufun halk için ahlâk tezkiyesi boyutunun bilincinde olarak herkese ulaşmak
adına Mevlevîliği sistemleştiren, post kavgalarını önlemek için Çelebilik makamını kuran, temkinli, mantıklı ve teşkilatçı bir sûfîdir.
Sultan Veled’in zühd, velâyet,şeyhlik,semâ, ölüm, Hakk’ın tecellileri gibi konularda yoğunlaşan Maârif isimli eseri, misal ve metaforlarla
süslenmiş, anlaşılması kolaylaştırılmış sohbetlerden oluşmaktadır. Müezzin Kefevî’nin Maârif şerhi ise İbnü’l-Arabî’nin el-Fütûhât’ından ve
Fusûs’undan alıntılar içermektedir. Bu, basit bir anlatım tarzı seçmiş olan Maârif’in tersine çevrilip havâssın/seçkin sûfîlerin anlayacağı
lisanla şerh edilmesinden başka bir şey değildir. Bu suretle okuyucu, aslı itibarıyla bu derece ağır konuların, Sultan Veled’de ne kadar anlaşılır
bir şekilde sunulduğunu anlar hâle gelir
Sultan Veled, babası Mevlânâ’nın en büyük hayranı ve şârihidir ama o babası gibi aşkı ve coşkuyu değil, zâhidliği ön plana çıkarmıştır. Halkın
anlamadığı tasavvufî incelikleri onlardan saklayan ama tasavvufun halk için ahlâk tezkiyesi boyutunun bilincinde olarak herkese ulaşmak
adına Mevlevîliği sistemleştiren, post kavgalarını önlemek için Çelebilik makamını kuran, temkinli, mantıklı ve teşkilatçı bir sûfîdir.
Sultan Veled’in zühd, velâyet,şeyhlik,semâ, ölüm, Hakk’ın tecellileri gibi konularda yoğunlaşan Maârif isimli eseri, misal ve metaforlarla
süslenmiş, anlaşılması kolaylaştırılmış sohbetlerden oluşmaktadır. Müezzin Kefevî’nin Maârif şerhi ise İbnü’l-Arabî’nin el-Fütûhât’ından ve
Fusûs’undan alıntılar içermektedir. Bu, basit bir anlatım tarzı seçmiş olan Maârif’in tersine çevrilip havâssın/seçkin sûfîlerin anlayacağı
lisanla şerh edilmesinden başka bir şey değildir. Bu suretle okuyucu, aslı itibarıyla bu derece ağır konuların, Sultan Veled’de ne kadar anlaşılır
bir şekilde sunulduğunu anlar hâle gelir