
“Ben yıllardır bir hayâlin peşinde koşturuyorum. Atam da seninki gibi bir çift gözün peşindeydi. Onun atası da, onunki de ideallerinin peşinden koşardı. Bize ata yadigârı bu kavga… Dağlar aştım, ovalardan geçtim. İl il, yurt yurt dolaştım. Tahminim o ki hedefime de ulaştım." demişti Ulu Koca. Herkes gibi hayâller kuruyor. Yedinci günü atlatabilirse hayâllerinin gerçekleşeceğine de inanıyordu.
Ama hayatlar hayâlden mi ibaret? Hele bozkıra hazan mevsimi çöktüyse yeşili, kahvesi, moru her rengin kendi içindeki farklı tonu sarıya çaldıysa ne olacak?
İşte romanımızda bu iki soruya cevap aramaya çalıştık. Umarım keyifle okursunuz. Umarım siz de bir hayâl kurar, bin beş yüz yıl önceye, Türkistan Bozkırı'na gelirsiniz. Çünkü biz oradayız. Aklımız orada, kalbimiz orada ve gözümüz ufukta sizleri beklemekteyiz.
“Ben yıllardır bir hayâlin peşinde koşturuyorum. Atam da seninki gibi bir çift gözün peşindeydi. Onun atası da, onunki de ideallerinin peşinden koşardı. Bize ata yadigârı bu kavga… Dağlar aştım, ovalardan geçtim. İl il, yurt yurt dolaştım. Tahminim o ki hedefime de ulaştım." demişti Ulu Koca. Herkes gibi hayâller kuruyor. Yedinci günü atlatabilirse hayâllerinin gerçekleşeceğine de inanıyordu.
Ama hayatlar hayâlden mi ibaret? Hele bozkıra hazan mevsimi çöktüyse yeşili, kahvesi, moru her rengin kendi içindeki farklı tonu sarıya çaldıysa ne olacak?
İşte romanımızda bu iki soruya cevap aramaya çalıştık. Umarım keyifle okursunuz. Umarım siz de bir hayâl kurar, bin beş yüz yıl önceye, Türkistan Bozkırı'na gelirsiniz. Çünkü biz oradayız. Aklımız orada, kalbimiz orada ve gözümüz ufukta sizleri beklemekteyiz.