Süreyya - Sürgündeki Prenses
Dünyanın en güzel prensesi, sürgündeki prenses, dünyanın en popüler imparatoriçesi... Bunlar 12 Şubat 1951’de, henüz 18 yaşındayken son Iran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’yle evlenerek İran İmparatoriçesi olan Süreyya’ya yakıştırılan isimlerden sadece birkaçı. Mutlu bir evlilikleri olmasına rağmen, çift, Süreyya’nın Iran tahtına varis verememesi nedeniyle 13 Şubat 1958’de ayrıldı. Prenses Süreyya’nın 1961’de yazmaya başladığı hatıraları, dönemin en ünlü gazete ve dergilerinde yayınlanmış, 34 dilde kitap olarak basılmış, milyonlarca kişi tarafından ilgiyle okunmuştur.
Bu kitapta, Süreyya’nın “Hayatım” adını verdiği hatıralarına, “Unuttuklarım” başlığı altında daha sonra yazdıkları ile Iran Şahı’nın hatıralarından en ilgi çekici kısımlarda eklenmiştir.
İran Devriminin Perde Arkası
Süreyya’nın hatıraları iran’da bir devrin kapanıp yeni bir devrin açıldığı bir döneme ışık tutuyor. İran Devrimi neden ve nasıl gerçekleşti? Son İran Şahı, ülkesi adına nasıl bir mücadele verdi? Olayların arkasında hangi güçler vardı? Süreyya bunun gibi soruların cevabım büyük bir samimiyetle veriyor kitabında.
Bir Kraliçenin Etekleri Neden Havalanmaz?
Bir Kraliçe nasıl yaşar? Neler yapar? Nasıl giyinir? Süreyya bütün bunları anlatırken, erkeklere bakışı, hayat felsefesi ve değerleri hakkında da “sohbet ediyor” okuyucuyla. Muzip zevklerini, espri anlayışını ve eğlence alışkanlıklarını paylaşıyor.
Kraliçe’nin Dünya Turundan Notlar
Avrupa, Amerika, Asya ve tabii ki Türkiye...
Süreyya bir imparatoriçe olarak dünyanın dört bir köşesinde tanıştığı ünlü devlet adamlarım ve sanatçıları, başından geçen birbirinden ilginç maceraları ve Doğuyla Batı arasında yetişmiş modern bir kadın olarak sosyal yaşama dair gözlemlerini anlatıyor.
“Sürgündeki Prenses”; 1950’lerin İran’ının, bir kraliçenin “gerçek hayatının” ve hüzünlü bir aşkın öyküsü...
Dünyanın en güzel prensesi, sürgündeki prenses, dünyanın en popüler imparatoriçesi... Bunlar 12 Şubat 1951’de, henüz 18 yaşındayken son Iran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’yle evlenerek İran İmparatoriçesi olan Süreyya’ya yakıştırılan isimlerden sadece birkaçı. Mutlu bir evlilikleri olmasına rağmen, çift, Süreyya’nın Iran tahtına varis verememesi nedeniyle 13 Şubat 1958’de ayrıldı. Prenses Süreyya’nın 1961’de yazmaya başladığı hatıraları, dönemin en ünlü gazete ve dergilerinde yayınlanmış, 34 dilde kitap olarak basılmış, milyonlarca kişi tarafından ilgiyle okunmuştur.
Bu kitapta, Süreyya’nın “Hayatım” adını verdiği hatıralarına, “Unuttuklarım” başlığı altında daha sonra yazdıkları ile Iran Şahı’nın hatıralarından en ilgi çekici kısımlarda eklenmiştir.
İran Devriminin Perde Arkası
Süreyya’nın hatıraları iran’da bir devrin kapanıp yeni bir devrin açıldığı bir döneme ışık tutuyor. İran Devrimi neden ve nasıl gerçekleşti? Son İran Şahı, ülkesi adına nasıl bir mücadele verdi? Olayların arkasında hangi güçler vardı? Süreyya bunun gibi soruların cevabım büyük bir samimiyetle veriyor kitabında.
Bir Kraliçenin Etekleri Neden Havalanmaz?
Bir Kraliçe nasıl yaşar? Neler yapar? Nasıl giyinir? Süreyya bütün bunları anlatırken, erkeklere bakışı, hayat felsefesi ve değerleri hakkında da “sohbet ediyor” okuyucuyla. Muzip zevklerini, espri anlayışını ve eğlence alışkanlıklarını paylaşıyor.
Kraliçe’nin Dünya Turundan Notlar
Avrupa, Amerika, Asya ve tabii ki Türkiye...
Süreyya bir imparatoriçe olarak dünyanın dört bir köşesinde tanıştığı ünlü devlet adamlarım ve sanatçıları, başından geçen birbirinden ilginç maceraları ve Doğuyla Batı arasında yetişmiş modern bir kadın olarak sosyal yaşama dair gözlemlerini anlatıyor.
“Sürgündeki Prenses”; 1950’lerin İran’ının, bir kraliçenin “gerçek hayatının” ve hüzünlü bir aşkın öyküsü...