Erden Bolerden, plaza cehennemlerinde çırpınıp duranlardan birinin, Salih'in dramını anlatıyor. Salih'in acımasız iş yaşamında bir robota dönüşmemek için verdiği mücadele onu, egoizm ve acımasızlıkla dolu bu dünyada bir Kafka karakteri kadar ilginç hale getiriyor. Sürgün Ruhlar Senfonisi, “Bu dünya bir cehennem,” diyenlerin asla unutamayacakları bir roman.
“Cam kapıları yusyuvarlak kolçaklarından ittirmemle birlikte şirketin atmosferi dalga dalga suratıma hücum etti. Yüreğim ağzımda atıyordu. Karolarla döşenmiş zemin parlak, dekorasyon pahalı, işyeri köşe bucak bej tonlarıydı. Girişe bitişik uzayan danışma bölmesinin diğer tarafında bulunan sekreteri nazik bir ‘Günaydın' ile ardımda bırakarak şirketin ortasına doğru hareketlendim. Meraklı iş arkadaşlarım kadroya yeni dahil olan bu kişiyi tartmak için kafalarını senkronize kaldırdılar. Fakslar susmuş, ahizeler kapanmış, fotokopi makinaları kopyalamayı bırakmıştı. Mesainin ilk dakikalarında ben vardım. ”
Erden Bolerden, plaza cehennemlerinde çırpınıp duranlardan birinin, Salih'in dramını anlatıyor. Salih'in acımasız iş yaşamında bir robota dönüşmemek için verdiği mücadele onu, egoizm ve acımasızlıkla dolu bu dünyada bir Kafka karakteri kadar ilginç hale getiriyor. Sürgün Ruhlar Senfonisi, “Bu dünya bir cehennem,” diyenlerin asla unutamayacakları bir roman.
“Cam kapıları yusyuvarlak kolçaklarından ittirmemle birlikte şirketin atmosferi dalga dalga suratıma hücum etti. Yüreğim ağzımda atıyordu. Karolarla döşenmiş zemin parlak, dekorasyon pahalı, işyeri köşe bucak bej tonlarıydı. Girişe bitişik uzayan danışma bölmesinin diğer tarafında bulunan sekreteri nazik bir ‘Günaydın' ile ardımda bırakarak şirketin ortasına doğru hareketlendim. Meraklı iş arkadaşlarım kadroya yeni dahil olan bu kişiyi tartmak için kafalarını senkronize kaldırdılar. Fakslar susmuş, ahizeler kapanmış, fotokopi makinaları kopyalamayı bırakmıştı. Mesainin ilk dakikalarında ben vardım. ”