Suskun Yeşil Bizim Aşkımız O Mağaraya Ait ve Her Zaman Öyle Kalacak...

Stok Kodu:
9786052496329
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
165,00TL
115,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,12TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052496329
854172
Suskun Yeşil
Suskun Yeşil Bizim Aşkımız O Mağaraya Ait ve Her Zaman Öyle Kalacak...
115.50

İnsan hayatı Dicle Nehri'ne benziyor. Hızlı akıyor; hoyrat ve acımasız. Acıları köpürtüyor. Dicle Nehri nasıl kayaları parçalıyor, ağaçları yıkıyor, kütükleri söküp geriye sadece ufak parçalar bırakıyorsa; insan hayatı da bittiği zaman, elinde hatırlamadığın kısa mutluluklar, acılarını ezberlediğin bir hayat bırakıyor.

Dicle Nehri; dünyada ilklerin, yani başlangıçların yeri olmuştur. Akışıyla toprağa hayat, Adem ve Havva'ya aşk olmuş ve yüzyıllar sonra Aylin ve Yılmaz'a hem aşk hem hayat hem de yeni bir nefes getirmiştir.

Dicle; insanlığın ilk yeridir. Medeniyetlerin kuruluşuna şahitlik etmiştir. Yıkılmış ve çaresiz olan Aylin'de, Dicle'nin kıyısında yeniden doğmuştur. Hayata tutunmuştur.

Dicle, hem âşıkların aşkına yol verir, hem de sevdanın acısını alevlendirir.

Ağır yaralı bir adamla tek başına bütün zorluklarla savaşan bir kadının; sonradan büyük bir aşka dönüşen aşklarıdır Dicle…

Mağarada geçen günler ve imkansızlıklarla boğuşmak. Ölümün kıyısından dönen iki hayat ve yaşama yeniden tutunmak.

Artık her şey arkasında kaldı. İçinden: “Neden insanlar yanlış insanları âşık olurlar?” diye geçirdi. Yılmaz'ın o güzel yeşil gözleri; önce suskun olan ama şimdi aşkı anlatan o yeşil gözler, gözünün önünden gitmiyordu.

Aylin'in aşk hakkında bilmediği bir şey vardı, “Biz âşık olmayız. Aşkın kendisi seçer bizi. Çünkü herkese âşık olmayız. Aşk; iki insanı seçer ve biz sadece bize biçilen rolleri oynarız. Şanslıysak, aşk bizi doğru yer ve zamanda bulur. Aksi takdirde acı ve azap çekeriz. Belki de aşkı bu kadar güzel ve ulaşılmaz yapan da budur, ne dersiniz?”

İnsan hayatı Dicle Nehri'ne benziyor. Hızlı akıyor; hoyrat ve acımasız. Acıları köpürtüyor. Dicle Nehri nasıl kayaları parçalıyor, ağaçları yıkıyor, kütükleri söküp geriye sadece ufak parçalar bırakıyorsa; insan hayatı da bittiği zaman, elinde hatırlamadığın kısa mutluluklar, acılarını ezberlediğin bir hayat bırakıyor.

Dicle Nehri; dünyada ilklerin, yani başlangıçların yeri olmuştur. Akışıyla toprağa hayat, Adem ve Havva'ya aşk olmuş ve yüzyıllar sonra Aylin ve Yılmaz'a hem aşk hem hayat hem de yeni bir nefes getirmiştir.

Dicle; insanlığın ilk yeridir. Medeniyetlerin kuruluşuna şahitlik etmiştir. Yıkılmış ve çaresiz olan Aylin'de, Dicle'nin kıyısında yeniden doğmuştur. Hayata tutunmuştur.

Dicle, hem âşıkların aşkına yol verir, hem de sevdanın acısını alevlendirir.

Ağır yaralı bir adamla tek başına bütün zorluklarla savaşan bir kadının; sonradan büyük bir aşka dönüşen aşklarıdır Dicle…

Mağarada geçen günler ve imkansızlıklarla boğuşmak. Ölümün kıyısından dönen iki hayat ve yaşama yeniden tutunmak.

Artık her şey arkasında kaldı. İçinden: “Neden insanlar yanlış insanları âşık olurlar?” diye geçirdi. Yılmaz'ın o güzel yeşil gözleri; önce suskun olan ama şimdi aşkı anlatan o yeşil gözler, gözünün önünden gitmiyordu.

Aylin'in aşk hakkında bilmediği bir şey vardı, “Biz âşık olmayız. Aşkın kendisi seçer bizi. Çünkü herkese âşık olmayız. Aşk; iki insanı seçer ve biz sadece bize biçilen rolleri oynarız. Şanslıysak, aşk bizi doğru yer ve zamanda bulur. Aksi takdirde acı ve azap çekeriz. Belki de aşkı bu kadar güzel ve ulaşılmaz yapan da budur, ne dersiniz?”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat