Çukurova’nın işgali sürecinde yaşanılan dramı anlatmaya sözcükler yetmez. Adana halkı, sonunda, öldürülenlerin sayısının giderek arttığı, can güvenliğinin kalmadığı şehirden kaçmıştı. Kaçarken, binlercesi yaralanmış, soyulmuş, tecavüze uğramış ve öldürülmüştü. Bu olaya “Kaç Kaç Olayı” adı verildi. Kaçanlar Toroslara ulaşıp, Kuvva'ya katıldılar ve kendi zamanlarının gelmesini beklemeye başladılar. Fazla beklemeleri gerekmeyecekti. Bozkurt, Anadoludaki milli kuvvetlerin birliğini tamamlamak üzereydi.
Fransız ve Ermenilerin, Kilikya Krallığı rüyası bir karabasana dönmek üzereydi. Sağdan soldan, yukarıdan aşağıdan, her kayanın, her ağacın arkasından bir görünüp bir kaybolan köylü milisler ve Kara Bomba Müfrezesi’nin kahraman fedaileri, düşmanı darmadağın etmiş, şaşkına çevirmişlerdi. Kara Afet bölgeye ulaşır ulaşmaz , arazi hakkında bilgi almış ve planını yapmıştı. Aldığı istihbarata göre neferleri yönlendiriyor, yediyüzelli kişilik taburu küçük ısırıklarla yavaş yavaş tüketiyordu. Fransızlar her gittikleri yerde ateş altında kalıyor, zaten doğru dürüst bilmedikleri arazide, sürekli kayıp veriyordu.
Çukurova’nın işgali sürecinde yaşanılan dramı anlatmaya sözcükler yetmez. Adana halkı, sonunda, öldürülenlerin sayısının giderek arttığı, can güvenliğinin kalmadığı şehirden kaçmıştı. Kaçarken, binlercesi yaralanmış, soyulmuş, tecavüze uğramış ve öldürülmüştü. Bu olaya “Kaç Kaç Olayı” adı verildi. Kaçanlar Toroslara ulaşıp, Kuvva'ya katıldılar ve kendi zamanlarının gelmesini beklemeye başladılar. Fazla beklemeleri gerekmeyecekti. Bozkurt, Anadoludaki milli kuvvetlerin birliğini tamamlamak üzereydi.
Fransız ve Ermenilerin, Kilikya Krallığı rüyası bir karabasana dönmek üzereydi. Sağdan soldan, yukarıdan aşağıdan, her kayanın, her ağacın arkasından bir görünüp bir kaybolan köylü milisler ve Kara Bomba Müfrezesi’nin kahraman fedaileri, düşmanı darmadağın etmiş, şaşkına çevirmişlerdi. Kara Afet bölgeye ulaşır ulaşmaz , arazi hakkında bilgi almış ve planını yapmıştı. Aldığı istihbarata göre neferleri yönlendiriyor, yediyüzelli kişilik taburu küçük ısırıklarla yavaş yavaş tüketiyordu. Fransızlar her gittikleri yerde ateş altında kalıyor, zaten doğru dürüst bilmedikleri arazide, sürekli kayıp veriyordu.