Ebû Caʻfer et-Taberî, tefsir tarihinin en seçkin simalarından biridir. Tefsiri, yaklaşık iki buçuk asırlık bir süreçte teşekkülünü önemli ölçüde tamamlamış olan tefsir ilminin erken dönemine ait malzemeleri toplamış olmakla meşhurdur. Bu yönüyle tefsiri geniş bir kaynak yelpazesine sahiptir. Taberî ilk gençlik yıllarından tefsirini kaleme aldığı döneme kadar İslam dünyasının kadim ilim merkezlerine seyahatler yaparak pek çok kitabın icazetini almış, tefsirinde yer verdiği rivayetleri icazetini aldığı bu kitaplardan nakletmiştir. Mücâhid b. Cebr’in bizzat kendine dayanan tefsiri, Ali b. Ebî Talha’nın sahifesi, Atıyye el-Avfî, Süddî el-Kebîr, İbn Cüreyc, Saîd b. Ebî Arûbe ve Maʻmer b. Râşid gibi âlimlerin tefsirleri, Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiînin görüşlerinin derlendiği tefsir ilminin ilk müdevven eserleridir. Taberî, tefsirinde bu en eski yazılı kaynaklara dayanmıştır. O ayrıca İbn İshâk’ın el-Megâzî’si gibi tarih kitaplarından da çok fazla bilgi aktarmıştır. Sadece rivayetler yönünden değil, erken dönemin filolojik tartışmalarını ve kıraat farklılıklarını içermesi yönüyle de zengin olan Taberî tefsiri, Ebû Ubeyde, Ahfeş el-Evsat ve Ferrâ gibi ilk dilbilimsel tefsirleri telif eden dilcilerden de istifade etmiştir.
Geçtiğimiz yüzyılda klasik eserlerin kaynaklarını tespit, ilmî ve akademik bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda Cevâd Ali’nin Taberî Tarihi’nin Kaynakları, Fuat Sezgin’in Buhârî’nin Kaynakları adlı çalışmaları, söz konusu klasik metinlerin dayandıkları yazılı kaynakları tespit eden önemli eserlerdir. Elinizdeki çalışmada da benzer yöntemler kullanılarak Taberî’nin kaynak haritası çizilmeye çalışılmış, böylelikle erken dönemde telif edilip çoğu Taberî’nin tefsirinde mahfuz kalmış tefsirlerin varlığı ortaya çıkartılmıştır.
Ebû Caʻfer et-Taberî, tefsir tarihinin en seçkin simalarından biridir. Tefsiri, yaklaşık iki buçuk asırlık bir süreçte teşekkülünü önemli ölçüde tamamlamış olan tefsir ilminin erken dönemine ait malzemeleri toplamış olmakla meşhurdur. Bu yönüyle tefsiri geniş bir kaynak yelpazesine sahiptir. Taberî ilk gençlik yıllarından tefsirini kaleme aldığı döneme kadar İslam dünyasının kadim ilim merkezlerine seyahatler yaparak pek çok kitabın icazetini almış, tefsirinde yer verdiği rivayetleri icazetini aldığı bu kitaplardan nakletmiştir. Mücâhid b. Cebr’in bizzat kendine dayanan tefsiri, Ali b. Ebî Talha’nın sahifesi, Atıyye el-Avfî, Süddî el-Kebîr, İbn Cüreyc, Saîd b. Ebî Arûbe ve Maʻmer b. Râşid gibi âlimlerin tefsirleri, Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiînin görüşlerinin derlendiği tefsir ilminin ilk müdevven eserleridir. Taberî, tefsirinde bu en eski yazılı kaynaklara dayanmıştır. O ayrıca İbn İshâk’ın el-Megâzî’si gibi tarih kitaplarından da çok fazla bilgi aktarmıştır. Sadece rivayetler yönünden değil, erken dönemin filolojik tartışmalarını ve kıraat farklılıklarını içermesi yönüyle de zengin olan Taberî tefsiri, Ebû Ubeyde, Ahfeş el-Evsat ve Ferrâ gibi ilk dilbilimsel tefsirleri telif eden dilcilerden de istifade etmiştir.
Geçtiğimiz yüzyılda klasik eserlerin kaynaklarını tespit, ilmî ve akademik bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda Cevâd Ali’nin Taberî Tarihi’nin Kaynakları, Fuat Sezgin’in Buhârî’nin Kaynakları adlı çalışmaları, söz konusu klasik metinlerin dayandıkları yazılı kaynakları tespit eden önemli eserlerdir. Elinizdeki çalışmada da benzer yöntemler kullanılarak Taberî’nin kaynak haritası çizilmeye çalışılmış, böylelikle erken dönemde telif edilip çoğu Taberî’nin tefsirinde mahfuz kalmış tefsirlerin varlığı ortaya çıkartılmıştır.