
“... Denizin ortasında birden durduk. Daha karanlık. Benzin mi bitti, motor mu bozuldu; ne bileyim ben niye çalışmıyor. Düdük çalıyoruz, çığırıyoruz ama nafile. Deniz kudurmuş. Su da alıyoruz bir yandan. Can yeleği var ama bildiğin sünger. Suyu emiyor. Çıkardım attım. Ağlayanlar mı dersin, kusanlar mı dersin… Çocuğun biri denize düştü. Peşinden babası atladı. Biz daha bir şey yapamadan dalgalar aldı, götürdü onları.”
Issa, Muhammed, Ferid ve daha niceleri… Midilli’nin Moria göçmen kampında kalan Güney Sudanlı, Afgan, Suriyeli çocukların hikâyesi bu. Bir şekilde hayata tutunmaya çalışan, savaş, açlık, ve sefaletten kurtulup daha iyi bir hayat isteyenlerin çarpıcı, acı ve öfkeli hayatı. Zeytin ağaçlarının altında savaşın kanlı yüzüyle tanışmış, zeytin dalı gördüklerinde barışı değil savaşı hatırlayan çocukların romanı.
“... Denizin ortasında birden durduk. Daha karanlık. Benzin mi bitti, motor mu bozuldu; ne bileyim ben niye çalışmıyor. Düdük çalıyoruz, çığırıyoruz ama nafile. Deniz kudurmuş. Su da alıyoruz bir yandan. Can yeleği var ama bildiğin sünger. Suyu emiyor. Çıkardım attım. Ağlayanlar mı dersin, kusanlar mı dersin… Çocuğun biri denize düştü. Peşinden babası atladı. Biz daha bir şey yapamadan dalgalar aldı, götürdü onları.”
Issa, Muhammed, Ferid ve daha niceleri… Midilli’nin Moria göçmen kampında kalan Güney Sudanlı, Afgan, Suriyeli çocukların hikâyesi bu. Bir şekilde hayata tutunmaya çalışan, savaş, açlık, ve sefaletten kurtulup daha iyi bir hayat isteyenlerin çarpıcı, acı ve öfkeli hayatı. Zeytin ağaçlarının altında savaşın kanlı yüzüyle tanışmış, zeytin dalı gördüklerinde barışı değil savaşı hatırlayan çocukların romanı.