Son Defile

Stok Kodu:
9786256742208
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
132
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
160,00TL
120,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,67TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786256742208
1365534
Son Defile
Son Defile
120.00

Geldim, buraya kadar işte. İplikleri uç uca ekleyerek, ekmek kırıntılarını izleyerek, sis bulutlarının içinden geçerek, karanlık sokakları adımlayarak geldim. 
Mühendis, çıkış kapısını biliyor!    
Kuru götlü Arnavut, sen yine de beğenme beni. 
Mühendis, çıkış kapısını biliyor! 
Mühendis, sahne alıyor!  
“Son hareket şık olmalı!” 
Söndürün bütün ışıkları! Bundan sonra yalnızca çeliğin parıltısı! O yeter, hepimize yeter! 

Renklerden renklere, ipliklerden ipliklere, uzak anılara, üstü örtülmüş utançlara, mezarlıklara ve balıkçı barınaklarına kadar uzanan bir hesaplaşma. Kan kardeşliğinden yoldaşlığa varan karmaşık, gırtlak gırtlağa bir dostluğun hikâyesi: Sebo, İsrafil, Muhittin, Nilüfer ve diğerleri… 
1970’li yıllar boyunca içinde silahlı mücadelenin de olduğu devrimci harekette yer alan gençlerin 1980 darbesinin karanlığında yaşadıkları… İşkencehaneler, sorgu odalarının pencerelerinden atılanlar ve tutsaklık sonrası savruluşlar…
Zaman kayar, ayakta kalanlar yaşlanır; içlerinden biri kendi isteğiyle gittiği “huzurevi”nden kaçar. Unutmaların, unutmak istemelerin, kapanır zannettikçe daha çok kanayan yaraların arasından sıyrılıp geçmişe doğru soluk soluğa bir yolculuğa çıkar. 
Defterini kapatmadan önce dağılan “bütün”den kalan parçalar için yapması gereken son bir “iş” vardır: O “hayali” unutmamak için, ruhundaki yarayı sarmak için…

Geldim, buraya kadar işte. İplikleri uç uca ekleyerek, ekmek kırıntılarını izleyerek, sis bulutlarının içinden geçerek, karanlık sokakları adımlayarak geldim. 
Mühendis, çıkış kapısını biliyor!    
Kuru götlü Arnavut, sen yine de beğenme beni. 
Mühendis, çıkış kapısını biliyor! 
Mühendis, sahne alıyor!  
“Son hareket şık olmalı!” 
Söndürün bütün ışıkları! Bundan sonra yalnızca çeliğin parıltısı! O yeter, hepimize yeter! 

Renklerden renklere, ipliklerden ipliklere, uzak anılara, üstü örtülmüş utançlara, mezarlıklara ve balıkçı barınaklarına kadar uzanan bir hesaplaşma. Kan kardeşliğinden yoldaşlığa varan karmaşık, gırtlak gırtlağa bir dostluğun hikâyesi: Sebo, İsrafil, Muhittin, Nilüfer ve diğerleri… 
1970’li yıllar boyunca içinde silahlı mücadelenin de olduğu devrimci harekette yer alan gençlerin 1980 darbesinin karanlığında yaşadıkları… İşkencehaneler, sorgu odalarının pencerelerinden atılanlar ve tutsaklık sonrası savruluşlar…
Zaman kayar, ayakta kalanlar yaşlanır; içlerinden biri kendi isteğiyle gittiği “huzurevi”nden kaçar. Unutmaların, unutmak istemelerin, kapanır zannettikçe daha çok kanayan yaraların arasından sıyrılıp geçmişe doğru soluk soluğa bir yolculuğa çıkar. 
Defterini kapatmadan önce dağılan “bütün”den kalan parçalar için yapması gereken son bir “iş” vardır: O “hayali” unutmamak için, ruhundaki yarayı sarmak için…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat