İşte yine bir sabah, güneş yine kederli ve soluk bulutların arasından, yaraya derman olmuş bir ferman gibi denizin ötesinde... Sen yine her sabah gibi, gözlerimin kıyısındasın. Sensizliğin kahrı çökmüş yüreğime! Perdeleri aralamış umutlarımla yeryüzünden gökyüzüne sığınan benliğim. Yine sensiz bir sabah! Karanlıktan aydınlığa bir kaçış veya aydınlıktan karanlığa… Bilinmez bir hüsran çemberi! Yokluğunun çaresizliği, gözlerime saldırmış! Gökyüzünden yeryüzüne damla damla akan yaş, önce yüzümü sonra gönlümü ıslatmış. Arkamda koca bir dünya telaşesi, önümde senin fısıltın. Dünya bir yana, sen bir yana sevdiğim...
İşte yine bir sabah, güneş yine kederli ve soluk bulutların arasından, yaraya derman olmuş bir ferman gibi denizin ötesinde... Sen yine her sabah gibi, gözlerimin kıyısındasın. Sensizliğin kahrı çökmüş yüreğime! Perdeleri aralamış umutlarımla yeryüzünden gökyüzüne sığınan benliğim. Yine sensiz bir sabah! Karanlıktan aydınlığa bir kaçış veya aydınlıktan karanlığa… Bilinmez bir hüsran çemberi! Yokluğunun çaresizliği, gözlerime saldırmış! Gökyüzünden yeryüzüne damla damla akan yaş, önce yüzümü sonra gönlümü ıslatmış. Arkamda koca bir dünya telaşesi, önümde senin fısıltın. Dünya bir yana, sen bir yana sevdiğim...