Ben bu kitabı Portekiz’deki Tamera Ekoköyü’nün sözcüsü olarak yazıyorum. Bu kitap, insanların bir arada nasıl yaşayabileceğini ve şiddetsiz bir toplumun geleceğine yönelik edinilmiş tecrübeleri kırk yıldır süren Tamera Ekoköyü projesi bağlamında anlatıyor.
Gelecekteki dünyanın dıştan gözlemlenebilecek ayrıntılarını değil, insanın iç dünyasının temellerini tanımlıyorum. Yani gelecekteki toplumun teknik, politik, ekonomik yüzü yerine insanın dinî, etik, cinsel, ekolojik yüzünü anlatıyorum.
Kültürdeki bozulmayı önlemenin ve insanlık olarak iyileşebilmenin olanaklarını göstermek için iç dünyamızda hangi katmanlara öncelik vermemiz gerektiğini göstermek istiyorum.
Geçen zamanla topluluğumuzla yürüttüğümüz bu çalışmanın bütün insanlığın bir çalışması hâline geldiğini düşünüyorum.
Ben bu kitabı Portekiz’deki Tamera Ekoköyü’nün sözcüsü olarak yazıyorum. Bu kitap, insanların bir arada nasıl yaşayabileceğini ve şiddetsiz bir toplumun geleceğine yönelik edinilmiş tecrübeleri kırk yıldır süren Tamera Ekoköyü projesi bağlamında anlatıyor.
Gelecekteki dünyanın dıştan gözlemlenebilecek ayrıntılarını değil, insanın iç dünyasının temellerini tanımlıyorum. Yani gelecekteki toplumun teknik, politik, ekonomik yüzü yerine insanın dinî, etik, cinsel, ekolojik yüzünü anlatıyorum.
Kültürdeki bozulmayı önlemenin ve insanlık olarak iyileşebilmenin olanaklarını göstermek için iç dünyamızda hangi katmanlara öncelik vermemiz gerektiğini göstermek istiyorum.
Geçen zamanla topluluğumuzla yürüttüğümüz bu çalışmanın bütün insanlığın bir çalışması hâline geldiğini düşünüyorum.