“İsmail Hakkı, İttihat ve Terakki içinde münevver, Avrupa’yı bilir, okumuş ve daima okuyan, çalışan bir unsur idi. Meşrutiyet’in ilk zamanlarında, gizli bir ihtilal cemiyetinden âşikâr bir siyasî parti haline geçmek safhalarında bulunan İttihat ve Terakki için için buhranlar ve mücadeleler geçirirken Babanzade İsmail Hakkı, nazarî bilgisi ve köklü hiss-i selimi ile daima itidal tarafında, doğru yol üzerinde idi. (…) Babanzade İsmail Hakkı kendi kabiliyeti için açık sahayı Tanin’de buldu ve orada, iki kardeş kalem halinde, yan yana hürriyet ve terakki idealine hizmetkârlık ettik. Bazı kere fikirlerimizin birleşmediği olurdu. Fakat birbirimizin kanaatlerine aynı mütekabil hürmet ile ses çıkarmadığımız için aramızda hiçbir ihtilâf çıkmadı. Babanzade İsmail Hakkı yalnız İttihat ve Terakki teşkilâtı içinde, yalnız Tanin sütunlarında değil, Meclis-i Mebusan komisyonlarında ve kürsüsünde de memlekete karşı vazifesini yapmıştır. O, daima en açık, en hürriyetperver, memleket için en hayırlı davaların müdafii olurdu.”
Hüseyin Cahit Yalçın, Tanıdıklarım
Meşrutiyet Dönemi aydın profilinin parlak bir örneğidir Babanzade İsmail Hakkı Bey. Geniş bir aileden yüksek bürokrasi mensubu bir babanın oğlu olarak dâhil olduğu siyasi ve sosyo-kültürel iklimde keskin zekâsı, güçlü kalemi, yüksek ahlakı, mücadele cesaret ve azmi ile kendisine sağlam bir yer edinmiştir.
Devrinin ve mensup olduğu siyasi hareketin vicdanı olmayı başarabilmiş böyle önemli bir aydını hayatının baharı denebilecek bir yaşta kaybetmek ise Türk milletinin talihsizliği olmuştur. Bir tesellimiz varsa o da bir hazine sandığı gibi keşfedilmeyi bekleyen geride bıraktığı hacimli eserler ve kaleme aldığı köşe yazılarıdır.
“İsmail Hakkı, İttihat ve Terakki içinde münevver, Avrupa’yı bilir, okumuş ve daima okuyan, çalışan bir unsur idi. Meşrutiyet’in ilk zamanlarında, gizli bir ihtilal cemiyetinden âşikâr bir siyasî parti haline geçmek safhalarında bulunan İttihat ve Terakki için için buhranlar ve mücadeleler geçirirken Babanzade İsmail Hakkı, nazarî bilgisi ve köklü hiss-i selimi ile daima itidal tarafında, doğru yol üzerinde idi. (…) Babanzade İsmail Hakkı kendi kabiliyeti için açık sahayı Tanin’de buldu ve orada, iki kardeş kalem halinde, yan yana hürriyet ve terakki idealine hizmetkârlık ettik. Bazı kere fikirlerimizin birleşmediği olurdu. Fakat birbirimizin kanaatlerine aynı mütekabil hürmet ile ses çıkarmadığımız için aramızda hiçbir ihtilâf çıkmadı. Babanzade İsmail Hakkı yalnız İttihat ve Terakki teşkilâtı içinde, yalnız Tanin sütunlarında değil, Meclis-i Mebusan komisyonlarında ve kürsüsünde de memlekete karşı vazifesini yapmıştır. O, daima en açık, en hürriyetperver, memleket için en hayırlı davaların müdafii olurdu.”
Hüseyin Cahit Yalçın, Tanıdıklarım
Meşrutiyet Dönemi aydın profilinin parlak bir örneğidir Babanzade İsmail Hakkı Bey. Geniş bir aileden yüksek bürokrasi mensubu bir babanın oğlu olarak dâhil olduğu siyasi ve sosyo-kültürel iklimde keskin zekâsı, güçlü kalemi, yüksek ahlakı, mücadele cesaret ve azmi ile kendisine sağlam bir yer edinmiştir.
Devrinin ve mensup olduğu siyasi hareketin vicdanı olmayı başarabilmiş böyle önemli bir aydını hayatının baharı denebilecek bir yaşta kaybetmek ise Türk milletinin talihsizliği olmuştur. Bir tesellimiz varsa o da bir hazine sandığı gibi keşfedilmeyi bekleyen geride bıraktığı hacimli eserler ve kaleme aldığı köşe yazılarıdır.