Tehlikeli bir biçimde kutuplaşmış dünyamızda dinin insan hayatındaki rolünün kapsamlı bir araştırması
Karen Armstrong, Yontma Taş Devri’nden günümüze, Tanrı, Brahman, Nirvana, Allah veya Tao olarak adlandırılan, insanlığın kutsal bir gerçeklik deneyimi yaşamak için gösterdiği çabaları detaylarıyla anlatıyor. İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Hinduizm ve Çin tinselliklerinden örnekler vererek çağımızda dine karşı azalan ilgiyi ve neden birçok insanın Tanrı’yı umursamadığını veya inancın faydasını sorguladığını araştırıyor. Neden insanlar Tanrı’ya inanmaz oldular? Neden ateistler ve teistler Tanrı’yı atalarımızdan çok daha farklı bir biçimde düşünüyor?
Tüm bu soruları diğer tüm kitaplarının alametifarikası olan derinlik ve engin içgörüsüyle yanıtlayan Armstrong, değişen dünyanın toplumsal ve bireysel düzeyde dinin önemini de değiştirdiğini açıklıyor. Ancak Armstrong, dinin hiçbir zaman insan mantığının çözmesi gereken sorulara yanıt vermekle mükellef olmadığına da dikkat çekiyor, bunun logos’un görevi olduğunu belirtiyor. Dinin görevinin “basit açıklamaları olmayan gerçeklerle birlikte yaratıcı, barışçıl ve hatta neşeli bir hayat yaşamamıza yardım etmek” olduğunu iddia ediyor. Dinin de kendiliğinden işe yaramayacağını vurguluyor. Dinin uygulamalı bir disiplin olduğunu, içgörülerinin soyut spekülasyonlardan değil “adanmış entelektüel girişimlerden” ve “bireyselliğin prizmasından kurtulmamızı sağlayacak merhamet ve şefkat dolu bir yaşam tarzından” elde edilebileceğini söylüyor.
“Sıklıkla bilim ile din arasındaki çatışma olarak gösterilen ateizm tartışmasıyla ilgilenen herkes için zorlayıcı, akıllı ve aydınlatıcı bir kitap.”
Elaine Pagels
“Tanrı Savunusu gibi bir kitabın zamanı gelmişti. Dinî görüşlerin ilgi çekici bir anlatısı olmanın yanı sıra saldırgan ateizm anlayışına da haddini bildiriyor.”
Ross Douthat, The New York Times Book Review
“Tanrı Savunusu Armstrong’un en özlü ve pratik kitabı. Neye değil, nasıl inandığımızı inceliyor; dine karşı ilgimizi nerede ve nasıl kaybettiğimizi ve tekrar elde etmek için neler yapabileceğimizi araştırıyor.”
Michael Brunton, Ode
“Armstrong hırslı bir yazar. Tanrı Savunusu, üniversitenin koca bir sömestrinin bir kitaba sıkıştırılmış hali; kapsamlı ve baş döndürücü entelektüel bir tarih anlatısı… Tanrı Savunusu’nu okurken zekâmın geliştiğini hissettim… İnsanı heyecanlandıran ve umut veren bir eser. Kitabı bitirdiğimde canlandım, durdum ve tekrar yıldızlara baktım.”
Susan Jane Gilman
“Armstrong bütün kitaplarıyla insanların büyük bir talebine yanıt veriyor: inancın, insanlığın en derin açlıklarına verilen bir yanıt olarak ciddiye alınması gerektiğine.”
The Economist
“Tanrı Savunusu, Tanrı’nın varlığını ispatlamaya çalışan bir kitap değil ancak dinin modern algısına yeni bir pencereden bakıyor… Bu kitap, okuyucusuna birçok fikir ve perspektif kazandırıyor.”
Winnipeg Free Press
“Armstrong’un argümanları son derece öngörülü çünkü dinsel dünyada yaşanan değişimleri net bir şekilde yansıtıyor.”
Lisa Miller, Newsweek
Tehlikeli bir biçimde kutuplaşmış dünyamızda dinin insan hayatındaki rolünün kapsamlı bir araştırması
Karen Armstrong, Yontma Taş Devri’nden günümüze, Tanrı, Brahman, Nirvana, Allah veya Tao olarak adlandırılan, insanlığın kutsal bir gerçeklik deneyimi yaşamak için gösterdiği çabaları detaylarıyla anlatıyor. İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Hinduizm ve Çin tinselliklerinden örnekler vererek çağımızda dine karşı azalan ilgiyi ve neden birçok insanın Tanrı’yı umursamadığını veya inancın faydasını sorguladığını araştırıyor. Neden insanlar Tanrı’ya inanmaz oldular? Neden ateistler ve teistler Tanrı’yı atalarımızdan çok daha farklı bir biçimde düşünüyor?
Tüm bu soruları diğer tüm kitaplarının alametifarikası olan derinlik ve engin içgörüsüyle yanıtlayan Armstrong, değişen dünyanın toplumsal ve bireysel düzeyde dinin önemini de değiştirdiğini açıklıyor. Ancak Armstrong, dinin hiçbir zaman insan mantığının çözmesi gereken sorulara yanıt vermekle mükellef olmadığına da dikkat çekiyor, bunun logos’un görevi olduğunu belirtiyor. Dinin görevinin “basit açıklamaları olmayan gerçeklerle birlikte yaratıcı, barışçıl ve hatta neşeli bir hayat yaşamamıza yardım etmek” olduğunu iddia ediyor. Dinin de kendiliğinden işe yaramayacağını vurguluyor. Dinin uygulamalı bir disiplin olduğunu, içgörülerinin soyut spekülasyonlardan değil “adanmış entelektüel girişimlerden” ve “bireyselliğin prizmasından kurtulmamızı sağlayacak merhamet ve şefkat dolu bir yaşam tarzından” elde edilebileceğini söylüyor.
“Sıklıkla bilim ile din arasındaki çatışma olarak gösterilen ateizm tartışmasıyla ilgilenen herkes için zorlayıcı, akıllı ve aydınlatıcı bir kitap.”
Elaine Pagels
“Tanrı Savunusu gibi bir kitabın zamanı gelmişti. Dinî görüşlerin ilgi çekici bir anlatısı olmanın yanı sıra saldırgan ateizm anlayışına da haddini bildiriyor.”
Ross Douthat, The New York Times Book Review
“Tanrı Savunusu Armstrong’un en özlü ve pratik kitabı. Neye değil, nasıl inandığımızı inceliyor; dine karşı ilgimizi nerede ve nasıl kaybettiğimizi ve tekrar elde etmek için neler yapabileceğimizi araştırıyor.”
Michael Brunton, Ode
“Armstrong hırslı bir yazar. Tanrı Savunusu, üniversitenin koca bir sömestrinin bir kitaba sıkıştırılmış hali; kapsamlı ve baş döndürücü entelektüel bir tarih anlatısı… Tanrı Savunusu’nu okurken zekâmın geliştiğini hissettim… İnsanı heyecanlandıran ve umut veren bir eser. Kitabı bitirdiğimde canlandım, durdum ve tekrar yıldızlara baktım.”
Susan Jane Gilman
“Armstrong bütün kitaplarıyla insanların büyük bir talebine yanıt veriyor: inancın, insanlığın en derin açlıklarına verilen bir yanıt olarak ciddiye alınması gerektiğine.”
The Economist
“Tanrı Savunusu, Tanrı’nın varlığını ispatlamaya çalışan bir kitap değil ancak dinin modern algısına yeni bir pencereden bakıyor… Bu kitap, okuyucusuna birçok fikir ve perspektif kazandırıyor.”
Winnipeg Free Press
“Armstrong’un argümanları son derece öngörülü çünkü dinsel dünyada yaşanan değişimleri net bir şekilde yansıtıyor.”
Lisa Miller, Newsweek