Altın Şafak Hermetik Cemiyeti üyesi ve Aleister Crowley’in majikal oğlu Frater Achad nam-ı diğer Charles Stansfield Jones’in, Hermetik geleneğin önde gelen isimlerinden olarak kendi çağını bir hayli aşan bu kitabı, günümüzde de Kabala konusundaki çalışmalara ışık tutacak nitelikte. Tanrı’nın evreni ve insanı kendi suretinde yarattığı düşüncesini Hermetik Kabala anlayışı içinde tekrar yorumlayan bu yapıt, İnsan ve Yaşam Ağacı’nı aynı düzlem içinde ele alıyor. Buna göre, İnsan Yaratıcının on görünüşünden (Sefirot) ibaret ve evrenin yaşayan bir kopyası olduğundan , evren içindeki birliğin ve işleyen bütünlüğünde bir sembolüdür. Bu sayısal, sözel ve geometrik sembolizmin ışığında, Yaşam Ağacı’nın pek çok formülasyonuna yer veren eser, bizleri sınırsız boyutlara ulaşan yaratılış düzeninden yola çıkarıp Sefirotların gizemli labirentlerinden geçirerek mikrokozmos ve makrokozmos arasında ufuk açıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
‘’… tezahür eden evrenin HARİCİ (yani dışı) Nuit’in Sonsuz Bedeni’dir. Her şeyin MERKEZİNDE, Sonsuzca Küçük ve yayılmamış Hayat Özü ya da Hadit bulunur. Nuit’in Hadit’e doğru büzülmesi ve Hadit’in Nuit içerisinde genişlemesi daimi güçlerdir. Sonlu Evren ya da Ra-Hoor-Khuit, Hep-dirilen oğul, her zaman için tam Sonsuzca Büyük ve Sonsuzca Küçük Arasında yer alan Durmaksızın Genişleyen Çember tarafından sınırlanır.’’
‘’İnsanda hem sonlu hem de sonsuz bütün bu olasılıkları görürüz. Varlığının gerçek merkezi, temsilcisi Saf Tinsel Işığın minik bir kıvılcımı olan Hadit’tir. Zihinsel Bedeninin Özdeği ise ancak Evrenin Bağlarıyla sınırlıdır ve bunlar Sonsuzluğa doğru geri çekilirler.’’
Altın Şafak Hermetik Cemiyeti üyesi ve Aleister Crowley’in majikal oğlu Frater Achad nam-ı diğer Charles Stansfield Jones’in, Hermetik geleneğin önde gelen isimlerinden olarak kendi çağını bir hayli aşan bu kitabı, günümüzde de Kabala konusundaki çalışmalara ışık tutacak nitelikte. Tanrı’nın evreni ve insanı kendi suretinde yarattığı düşüncesini Hermetik Kabala anlayışı içinde tekrar yorumlayan bu yapıt, İnsan ve Yaşam Ağacı’nı aynı düzlem içinde ele alıyor. Buna göre, İnsan Yaratıcının on görünüşünden (Sefirot) ibaret ve evrenin yaşayan bir kopyası olduğundan , evren içindeki birliğin ve işleyen bütünlüğünde bir sembolüdür. Bu sayısal, sözel ve geometrik sembolizmin ışığında, Yaşam Ağacı’nın pek çok formülasyonuna yer veren eser, bizleri sınırsız boyutlara ulaşan yaratılış düzeninden yola çıkarıp Sefirotların gizemli labirentlerinden geçirerek mikrokozmos ve makrokozmos arasında ufuk açıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
‘’… tezahür eden evrenin HARİCİ (yani dışı) Nuit’in Sonsuz Bedeni’dir. Her şeyin MERKEZİNDE, Sonsuzca Küçük ve yayılmamış Hayat Özü ya da Hadit bulunur. Nuit’in Hadit’e doğru büzülmesi ve Hadit’in Nuit içerisinde genişlemesi daimi güçlerdir. Sonlu Evren ya da Ra-Hoor-Khuit, Hep-dirilen oğul, her zaman için tam Sonsuzca Büyük ve Sonsuzca Küçük Arasında yer alan Durmaksızın Genişleyen Çember tarafından sınırlanır.’’
‘’İnsanda hem sonlu hem de sonsuz bütün bu olasılıkları görürüz. Varlığının gerçek merkezi, temsilcisi Saf Tinsel Işığın minik bir kıvılcımı olan Hadit’tir. Zihinsel Bedeninin Özdeği ise ancak Evrenin Bağlarıyla sınırlıdır ve bunlar Sonsuzluğa doğru geri çekilirler.’’