Bağdatlı Müderriszâde Mehmed Fehmi’nin (öl. 1944) Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye eseri, 1908-1918 tarihleri arasında müderris olarak görev yaptığı İstanbul Dârülfünun’da Arap edebiyatı tarihine dair verdiği derslerin notlarından oluşmaktadır. Eser, gerek yöntem gerekse muhteva yönüyle Arap edebiyatı tarihi alanında Osmanlıca hazırlanmış en kapsamlı ilk ve tek çalışma kabul edilebilir. Zira Mehmed Fehmi’den önce ve sonra Osmanlı Devleti’nde, Arap edebiyatı tarihi yazıcılığında öne çıkan yöntemler çerçevesinde bu hacimde bir eser neşredilmemiştir. Eser, ilk başta dört cilt olarak planlanmış ancak Birinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle sadece 1917 tarihli birinci cildi neşredilebilmiştir. Bu ciltte Mehmed Fehmi, Cahiliye devri Arap edebiyatı başta olmak üzere Arapçanın gelişimi ve diğer diller üzerindeki etkisi, Arap dil bilimi, klasik Arap şiirinin öne çıkan özellikleri, meşhur Arapça kasidelerin yapısı, Arap edebiyatını diğer milletlerin edebiyatından ayıran hususiyetler, Haçlı seferleri, Endülüs şehirleri ve edebiyatı gibi birbirinden zengin konulara yer vermiştir. Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye, eski Arap toplumu ve edebiyatına geniş bir şekilde yer vermesiyle Arap dili ve edebiyatı alanındaki araştırmacı ve öğrencilere; edebiyat tarihi çerçevesinde İslam medeniyetinin gelişim serüvenine değinmesiyle de genel okur kitlesine hitap etmektedir. Eserin diğer ciltlerinin tamamlanamamış olması Arap edebiyatı tarihi açısından büyük bir kayıptır.
Bağdatlı Müderriszâde Mehmed Fehmi’nin (öl. 1944) Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye eseri, 1908-1918 tarihleri arasında müderris olarak görev yaptığı İstanbul Dârülfünun’da Arap edebiyatı tarihine dair verdiği derslerin notlarından oluşmaktadır. Eser, gerek yöntem gerekse muhteva yönüyle Arap edebiyatı tarihi alanında Osmanlıca hazırlanmış en kapsamlı ilk ve tek çalışma kabul edilebilir. Zira Mehmed Fehmi’den önce ve sonra Osmanlı Devleti’nde, Arap edebiyatı tarihi yazıcılığında öne çıkan yöntemler çerçevesinde bu hacimde bir eser neşredilmemiştir. Eser, ilk başta dört cilt olarak planlanmış ancak Birinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle sadece 1917 tarihli birinci cildi neşredilebilmiştir. Bu ciltte Mehmed Fehmi, Cahiliye devri Arap edebiyatı başta olmak üzere Arapçanın gelişimi ve diğer diller üzerindeki etkisi, Arap dil bilimi, klasik Arap şiirinin öne çıkan özellikleri, meşhur Arapça kasidelerin yapısı, Arap edebiyatını diğer milletlerin edebiyatından ayıran hususiyetler, Haçlı seferleri, Endülüs şehirleri ve edebiyatı gibi birbirinden zengin konulara yer vermiştir. Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye, eski Arap toplumu ve edebiyatına geniş bir şekilde yer vermesiyle Arap dili ve edebiyatı alanındaki araştırmacı ve öğrencilere; edebiyat tarihi çerçevesinde İslam medeniyetinin gelişim serüvenine değinmesiyle de genel okur kitlesine hitap etmektedir. Eserin diğer ciltlerinin tamamlanamamış olması Arap edebiyatı tarihi açısından büyük bir kayıptır.