Gerek tarih, gerekse kurmaca alanında ortaya koyduğu eserlerle hem Türkiye’de hem de dünyada kendini kanıtlamış değerli bir kalem olan Y. Hakan Erdem’in tarih yazımı alanında efsaneleşen eseri Tarih-Lenk, tarihî serüvenine Timaş Yayınları’yla devam ediyor.
Tarih, maalesef, Türkiye’de herkesin çok iyi bildiğini iddia ettiği bir alan olmasının yanı sıra günlük tartışmaların da odağında olan bir disiplin. Aynı zamanda herkesin kendine göre bir tarafından çekiştirdiği ve bu nedenle de epeyce istismar edilmiş bir alan.
Y. Hakan Erdem, Tarih-Lenk isimli bu eserinde anlı şanlı akademisyenlerin ve araştırmacıların kaleme aldıkları tarih metinlerindeki -sıradan okuyucu tarafından genelgeçer doğrular olarak kabul edilmeye başlanan- akılalmaz hataları gözler önüne seriyor, meşhur kalemlerin kendilerine değilse de kâğıttan metinlerine savaş açıyor. Bir taraftan popüler tarih yazarlarının ve bazıları da alanında otorite olarak görülen isimlerin hatalarını düzeltirken bir taraftan da Türkiye’de tarih alanında üzerinde durulmaya korkulan eleştiri türünün güçlü bir örneğini ortaya koyuyor.
Artık, tarih namına bildiklerinizin doğruluğundan kuşkulanma zamanı...
Gerek tarih, gerekse kurmaca alanında ortaya koyduğu eserlerle hem Türkiye’de hem de dünyada kendini kanıtlamış değerli bir kalem olan Y. Hakan Erdem’in tarih yazımı alanında efsaneleşen eseri Tarih-Lenk, tarihî serüvenine Timaş Yayınları’yla devam ediyor.
Tarih, maalesef, Türkiye’de herkesin çok iyi bildiğini iddia ettiği bir alan olmasının yanı sıra günlük tartışmaların da odağında olan bir disiplin. Aynı zamanda herkesin kendine göre bir tarafından çekiştirdiği ve bu nedenle de epeyce istismar edilmiş bir alan.
Y. Hakan Erdem, Tarih-Lenk isimli bu eserinde anlı şanlı akademisyenlerin ve araştırmacıların kaleme aldıkları tarih metinlerindeki -sıradan okuyucu tarafından genelgeçer doğrular olarak kabul edilmeye başlanan- akılalmaz hataları gözler önüne seriyor, meşhur kalemlerin kendilerine değilse de kâğıttan metinlerine savaş açıyor. Bir taraftan popüler tarih yazarlarının ve bazıları da alanında otorite olarak görülen isimlerin hatalarını düzeltirken bir taraftan da Türkiye’de tarih alanında üzerinde durulmaya korkulan eleştiri türünün güçlü bir örneğini ortaya koyuyor.
Artık, tarih namına bildiklerinizin doğruluğundan kuşkulanma zamanı...