Bu kitap dördüncü binyılın sonundan Büyük İskender'in MÖ 333’te başlayan Yakındoğu’yu fethine kadar geçen zaman dilimine yayılan üç binyıla yakın bir dönemi kapsıyor. Adları ve eserleri zamanımıza ulaşmış en eski insanlar Mezopotamya’da yerleşmişlerdi ve tarih, Mısır’la eşzamanlı olarak bu bölgede başlamıştı. Helenlerin ve onların aracılığıyla da günümüz dünyasının büyük ölçüde mirasçısı olduğu kurumlar, teknikler, düşünce biçimleri ve simgeler üç binyıl boyunca burada şekillenip gelişmiştir.
Elinizdeki kitap insanlık tarihinin bu belli başlı değişimlerinin gerçekleştiği ilkçağ Yakındoğu uygarlıklarına toplu bir bakış sunuyor. Tarımdan yazıya, kentlerden tapınaklara, şölen yemeklerinden orduya, yeryüzünün en eski uygarlıklarını kuran insanların dünyasını bize tanıtıyor. Zengin görsel içeriği ve çiviyazısı kaynaklardan alıntılarıyla benzersiz bir başvuru kitabı.
Bu kitap dördüncü binyılın sonundan Büyük İskender'in MÖ 333’te başlayan Yakındoğu’yu fethine kadar geçen zaman dilimine yayılan üç binyıla yakın bir dönemi kapsıyor. Adları ve eserleri zamanımıza ulaşmış en eski insanlar Mezopotamya’da yerleşmişlerdi ve tarih, Mısır’la eşzamanlı olarak bu bölgede başlamıştı. Helenlerin ve onların aracılığıyla da günümüz dünyasının büyük ölçüde mirasçısı olduğu kurumlar, teknikler, düşünce biçimleri ve simgeler üç binyıl boyunca burada şekillenip gelişmiştir.
Elinizdeki kitap insanlık tarihinin bu belli başlı değişimlerinin gerçekleştiği ilkçağ Yakındoğu uygarlıklarına toplu bir bakış sunuyor. Tarımdan yazıya, kentlerden tapınaklara, şölen yemeklerinden orduya, yeryüzünün en eski uygarlıklarını kuran insanların dünyasını bize tanıtıyor. Zengin görsel içeriği ve çiviyazısı kaynaklardan alıntılarıyla benzersiz bir başvuru kitabı.