Abbasî vergi memurları, on dirhem vergi borcu olan bir insandan otuz-kırk dirhem isteyebiliyorlardı. Veya bu vergi borcuna karşılık bütün ömrünü bir köle gibi geçirmeye mahkûm ediyorlardı. Bu durum Müslümanlar için de Mesîhîler için de aynı idi. Bunların yaptıkları, İslamiyet’i önemsediklerinden değil, tamahkârlıkları sebebiyle paraya olan sevgileriydi. Bundan dolayı acımasızca ve merhametsizce Müslümanların köylerinde aynı zulmü yapıyorlardı. Bunların gözlerini ancak mal/para doldururdu.
3 Mart 756 Salı günü, büyük bir yer sarsıntısı oldu. Gece yarısı Habur’un kıyısındaki üç köy yerin dibine geçti. Yerden göğe âdeta dumandan bir direk (hortum) oluştu. Bu bölgenin halkı sıkılan üzüm taneleri gibi ezildiler. Başka yerlerin de günahlarımız sebebiyle deprem ile
harap olduklarına dair haberler geldi. Yer, sarsıntıdan dolayı âdeta eriyordu. Hatalarımız yüzünden beşik gibi sallanıyorduk.
Abbasî vergi memurları, on dirhem vergi borcu olan bir insandan otuz-kırk dirhem isteyebiliyorlardı. Veya bu vergi borcuna karşılık bütün ömrünü bir köle gibi geçirmeye mahkûm ediyorlardı. Bu durum Müslümanlar için de Mesîhîler için de aynı idi. Bunların yaptıkları, İslamiyet’i önemsediklerinden değil, tamahkârlıkları sebebiyle paraya olan sevgileriydi. Bundan dolayı acımasızca ve merhametsizce Müslümanların köylerinde aynı zulmü yapıyorlardı. Bunların gözlerini ancak mal/para doldururdu.
3 Mart 756 Salı günü, büyük bir yer sarsıntısı oldu. Gece yarısı Habur’un kıyısındaki üç köy yerin dibine geçti. Yerden göğe âdeta dumandan bir direk (hortum) oluştu. Bu bölgenin halkı sıkılan üzüm taneleri gibi ezildiler. Başka yerlerin de günahlarımız sebebiyle deprem ile
harap olduklarına dair haberler geldi. Yer, sarsıntıdan dolayı âdeta eriyordu. Hatalarımız yüzünden beşik gibi sallanıyorduk.