“Kürt inançlarında önemli noktalardan biri, İslam’la birlikte daha çok tasavvuf ve Şafiiliğin
ana kuralını oluşturan “vahdaniyet”tir. Tasavvufun en büyük kaynağı Zerdüşt öğretisidir.
Sufi düşünce ve öğretisinin Kürt kökenleri; Ebu Müslim, Halac-ı Mansur, Cuneyt-i Bağdadi,
Beyazit-i Bestemi, Ebu Vefa, Baba Tahir Uryan, Suhreverdi, Baba İshak, Seyit Nesimi gibi
onlarca Kürt filozof ve âlimlerinin tanrı insan birlikteliği olan “vahdaniyet” düşüncesi
sürdürmüş, geliştirmiş ve korumuşlardır. Bu ulemaların Kürt uygarlığının kendi çağlarında
yok olmaması için canlarını feda ettikleri tarihte kayıtlıdır.”
“Tasavvufun büyük oranda Zerdüşt inanç ve felsefesinden etkilenmelerinin nedeni
Zerdüşt hem inançtır hem felsefedir. İnsan ve doğa felsefesini yaşamın gereğini görmüş
olmasındandır. Zerdüşt inancı bütün olarak sosyal eşitlikçi ve doğayla barışık bir toplumu
kendi tabiatına dönmesini hedeflemektedir. Zerdüşt inancı toplumcu bir inançtır. Bu
nedenle Zerdüşti gelenek merkezi uygarlık sistemine karşı önemli bir direniş odağı
konumundadır. Sosyal düzen bakımında doğal öz tabiatına dayalı ahlaki yönü ön planda.
Doğayla yaratıcılık temelinde yani ahlaki ve politik topluma yakın özellikler taşımaktadır…”
“Kürt inançlarında önemli noktalardan biri, İslam’la birlikte daha çok tasavvuf ve Şafiiliğin
ana kuralını oluşturan “vahdaniyet”tir. Tasavvufun en büyük kaynağı Zerdüşt öğretisidir.
Sufi düşünce ve öğretisinin Kürt kökenleri; Ebu Müslim, Halac-ı Mansur, Cuneyt-i Bağdadi,
Beyazit-i Bestemi, Ebu Vefa, Baba Tahir Uryan, Suhreverdi, Baba İshak, Seyit Nesimi gibi
onlarca Kürt filozof ve âlimlerinin tanrı insan birlikteliği olan “vahdaniyet” düşüncesi
sürdürmüş, geliştirmiş ve korumuşlardır. Bu ulemaların Kürt uygarlığının kendi çağlarında
yok olmaması için canlarını feda ettikleri tarihte kayıtlıdır.”
“Tasavvufun büyük oranda Zerdüşt inanç ve felsefesinden etkilenmelerinin nedeni
Zerdüşt hem inançtır hem felsefedir. İnsan ve doğa felsefesini yaşamın gereğini görmüş
olmasındandır. Zerdüşt inancı bütün olarak sosyal eşitlikçi ve doğayla barışık bir toplumu
kendi tabiatına dönmesini hedeflemektedir. Zerdüşt inancı toplumcu bir inançtır. Bu
nedenle Zerdüşti gelenek merkezi uygarlık sistemine karşı önemli bir direniş odağı
konumundadır. Sosyal düzen bakımında doğal öz tabiatına dayalı ahlaki yönü ön planda.
Doğayla yaratıcılık temelinde yani ahlaki ve politik topluma yakın özellikler taşımaktadır…”