"Elinizdeki eser İzmirli İsmail Hakkı ile Şeyh Safvet Efendi'nin arasında vukû bulan, tasavvuf eserlerindeki hadîslerin sıhhatini konu edinen iki eseri birden ihtivaetmektedir. İzmirli İsmail Hakkı ile Şeyh Safvet birçok vesile ile reddiyeleşmiş iki isimdir. Onları hem tasavvuf metinlerindeki hadîslerin sıhhati hem de Mushaf hattıkonusunda münakaşaya girişmiş isimler olarak görüyoruz. İzmirli merhum zaten döneminde polemikleri ve münazaraları ile meşhur bir isimdir. Tasavvuf metinlerindeki hadîslerin sübûtu konusu ise tartışmalarının hem kemiyet hem keyfiyet açısından en ayrıcalıklısıdır. Eser okunduğunda fark edileceği üzere her iki isim de yazılarını pek çok âlime ve esere atıf yaparak ciddi bir emekle ve uzun bir süreçte yazmışlardır. Ayrıca meselenin günümüzde dahi halen taze ve merakı celbeden bir konu olduğu dikkat-ı nazara alındığında, eserin ehemmiyeti biraz daha anlaşılacaktır."
"Elinizdeki eser İzmirli İsmail Hakkı ile Şeyh Safvet Efendi'nin arasında vukû bulan, tasavvuf eserlerindeki hadîslerin sıhhatini konu edinen iki eseri birden ihtivaetmektedir. İzmirli İsmail Hakkı ile Şeyh Safvet birçok vesile ile reddiyeleşmiş iki isimdir. Onları hem tasavvuf metinlerindeki hadîslerin sıhhati hem de Mushaf hattıkonusunda münakaşaya girişmiş isimler olarak görüyoruz. İzmirli merhum zaten döneminde polemikleri ve münazaraları ile meşhur bir isimdir. Tasavvuf metinlerindeki hadîslerin sübûtu konusu ise tartışmalarının hem kemiyet hem keyfiyet açısından en ayrıcalıklısıdır. Eser okunduğunda fark edileceği üzere her iki isim de yazılarını pek çok âlime ve esere atıf yaparak ciddi bir emekle ve uzun bir süreçte yazmışlardır. Ayrıca meselenin günümüzde dahi halen taze ve merakı celbeden bir konu olduğu dikkat-ı nazara alındığında, eserin ehemmiyeti biraz daha anlaşılacaktır."