098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na Göre Taşınır Satış Sözleşmesinin Sona Ermesi isimli çalışmamızın esasını Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans programı çerçevesinde hazırlanan ve 06. 05. 2015 tarihinde Prof. Dr. Murat DOĞAN (Danışman), Yrd. Doç. Dr. Akın ÜNAL ve Yrd. Doç. Dr. Sinan OKUR'dan oluşan jüri önünde savunulup, oybirliği ile başarılı bulunan tez oluşturmaktadır.
Çalışmamızda tezlerin savunulduğu gibi yayımlanması teamülüne olabildiğince bağlı kalınmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte bazı başlıklarda ekleme ve düzeltmeler yapılmış, yine kaynakçaya yeni eserler eklemiştir.
Taşınır satış sözleşmesi günümüzde en çok uygulama alanı bulan sözleşmelerden biridir. Her sözleşme türünde olduğu gibi taşınır satış sözleşmesi de belirli sebeplerle sona erer. Taşınır satış sözleşmesinin sona ermesini sağlayan en önemli sebep ifadır. Ancak bu sözleşmenin ifa ile sona erebilmesi için tarafların edimlerini tam ve gereği gibi ifa etmesi gereklidir.
Aksi takdirde taşınır satış sözleşmesi ifa ile sona ermez. Satıcının temerrüdü, satıcının zapttan doğan sorumluluğu, satıcının ayıptan doğan sorumluluğu veya alıcının temerrüdü durumları ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda ise, taraflardan birinin sözleşmeyi tek taraflı irade beyanıyla sona erdirmesi uygulamada ve teoride pek çok hukuki sorunu da beraberinde getirir. Yine taşınır satış sözleşmesinin borç ve borç ilişkisini sona erdiren genel sebeplerle de sona ermesi mümkündür. Böyle bir durumda borç ve borç ilişkisini sona erdiren genel sebeplerin taşınır satış sözleşmesinde hangi ölçüde uygulama alanı bulacağının tespit edilmesi önem taşır. İşte çalışmamızın hazırlanmasında bu hukuki sorunlara çözüm bulma arayışları etkili olmuştur.
Ayrıca belirtmemiz gerekir ki, Türk Hukukunda bu çalışmanın konusu ile ilgili olarak henüz monografik bir eserin yayınlanmamış olması da, konunun seçiminde önemli bir etken olmuştur. Bununla birlikte okuyucumuzdan beklediğimiz, bu çalışmanın esasını bir yüksek lisans tezinin oluşturduğunu göz önünde bulundurmaları ve bunun ötesinde bir bekle
098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na Göre Taşınır Satış Sözleşmesinin Sona Ermesi isimli çalışmamızın esasını Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans programı çerçevesinde hazırlanan ve 06. 05. 2015 tarihinde Prof. Dr. Murat DOĞAN (Danışman), Yrd. Doç. Dr. Akın ÜNAL ve Yrd. Doç. Dr. Sinan OKUR'dan oluşan jüri önünde savunulup, oybirliği ile başarılı bulunan tez oluşturmaktadır.
Çalışmamızda tezlerin savunulduğu gibi yayımlanması teamülüne olabildiğince bağlı kalınmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte bazı başlıklarda ekleme ve düzeltmeler yapılmış, yine kaynakçaya yeni eserler eklemiştir.
Taşınır satış sözleşmesi günümüzde en çok uygulama alanı bulan sözleşmelerden biridir. Her sözleşme türünde olduğu gibi taşınır satış sözleşmesi de belirli sebeplerle sona erer. Taşınır satış sözleşmesinin sona ermesini sağlayan en önemli sebep ifadır. Ancak bu sözleşmenin ifa ile sona erebilmesi için tarafların edimlerini tam ve gereği gibi ifa etmesi gereklidir.
Aksi takdirde taşınır satış sözleşmesi ifa ile sona ermez. Satıcının temerrüdü, satıcının zapttan doğan sorumluluğu, satıcının ayıptan doğan sorumluluğu veya alıcının temerrüdü durumları ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda ise, taraflardan birinin sözleşmeyi tek taraflı irade beyanıyla sona erdirmesi uygulamada ve teoride pek çok hukuki sorunu da beraberinde getirir. Yine taşınır satış sözleşmesinin borç ve borç ilişkisini sona erdiren genel sebeplerle de sona ermesi mümkündür. Böyle bir durumda borç ve borç ilişkisini sona erdiren genel sebeplerin taşınır satış sözleşmesinde hangi ölçüde uygulama alanı bulacağının tespit edilmesi önem taşır. İşte çalışmamızın hazırlanmasında bu hukuki sorunlara çözüm bulma arayışları etkili olmuştur.
Ayrıca belirtmemiz gerekir ki, Türk Hukukunda bu çalışmanın konusu ile ilgili olarak henüz monografik bir eserin yayınlanmamış olması da, konunun seçiminde önemli bir etken olmuştur. Bununla birlikte okuyucumuzdan beklediğimiz, bu çalışmanın esasını bir yüksek lisans tezinin oluşturduğunu göz önünde bulundurmaları ve bunun ötesinde bir bekle