Taşınmaz Hukukunda Hak Düşürücü Süreler

Stok Kodu:
9789750275708
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
216
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
380,00TL
342,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 41,80TL
9789750275708
1234188
Taşınmaz Hukukunda Hak Düşürücü Süreler
Taşınmaz Hukukunda Hak Düşürücü Süreler
342.00

Hukuk sistemimizde, kadastro yoluyla belirlenen tespit, sınırlandırmalara ve bu yoldan oluşturulan kesinleşmiş kayıtlara karşı iptal davasını açma süresine, kamu mallarının sınırlandırılmasını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu, 4342 sayılı Mera Kanunu ve sınırlandırmayı öngören diğer özel kanunlarda yer verilmiştir. Kamu mallarının kadastro çalışmaları sırasında özel mülkiyet şeklinde tespit ve tescil edilmiş olması halinde, kayıt maliki aleyhine sözü edilen Kanunlar uyarınca açılacak tapu iptali ve terkin davaları veya kamu malı olarak sınırlandırılan taşınmazların kayıtlarının iptal ve tesciline ilişkin davalarda gözetilecek süreler, hak düşürücü nitelikte olan sürelerdir.

Çalışmanın konusu olan hak düşürücü sürelerin uygulama alan, taşınmaz malların sınırlandırma/kadastrolarına karşı ileri sürülen itirazlar ile kesinleşmiş kadastrolara karşı açılan sınırlandırmanın iptal ve tescil davalarıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanununu, 6831 sayılı Orman Kanununu ve 4342 sayılı Mera Kanununun hükümleri uyarınca yapılan sınırlandırma ve tahditlere karşı askı ilan süresi içinde ileri sürülen itirazlar ve kadastro mahkemesince verilen kararlar ile numaraları bildirilen Kanunlara dayanılarak tesis edilen sınırlandırmanın iptal ve tescil davaları hak düşürücü süreye tabi davalardır. Hak düşürücü süreyi düzenleyen 3402 sayılı KK'nun 12/3. fıkrasında taşınmazın niteliği ve türü belirtilmeksizin, "Tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." denilmiştir. Sözü edilen hüküm uyarınca, kitapta kadastro yoluyla yapılan tespit ve sınırlandırmalara karşı ileri sürülen itirazlar ile kesinleşmiş kadastro kayıtlarına karşı açılacak iptal/terkin davalarında gözetilecek hak düşürücü süreleri incelenmiştir.

Doktrinde ileri sürülen görüşlere ve uygulamayı yön veren YİBK, HGK ve Yargıtay Özel Daire kararları, kitabın hacımı göz önünde tutularak, işlenen konuların altına işlenmiş, ortak bilgiler ilgili bölümlere yollama yapılmak suretiyle okuyucuya kolaylık ve incelemede birlik sağlanmaya çalışılmıştır.

Hukuk sistemimizde, kadastro yoluyla belirlenen tespit, sınırlandırmalara ve bu yoldan oluşturulan kesinleşmiş kayıtlara karşı iptal davasını açma süresine, kamu mallarının sınırlandırılmasını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu, 4342 sayılı Mera Kanunu ve sınırlandırmayı öngören diğer özel kanunlarda yer verilmiştir. Kamu mallarının kadastro çalışmaları sırasında özel mülkiyet şeklinde tespit ve tescil edilmiş olması halinde, kayıt maliki aleyhine sözü edilen Kanunlar uyarınca açılacak tapu iptali ve terkin davaları veya kamu malı olarak sınırlandırılan taşınmazların kayıtlarının iptal ve tesciline ilişkin davalarda gözetilecek süreler, hak düşürücü nitelikte olan sürelerdir.

Çalışmanın konusu olan hak düşürücü sürelerin uygulama alan, taşınmaz malların sınırlandırma/kadastrolarına karşı ileri sürülen itirazlar ile kesinleşmiş kadastrolara karşı açılan sınırlandırmanın iptal ve tescil davalarıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanununu, 6831 sayılı Orman Kanununu ve 4342 sayılı Mera Kanununun hükümleri uyarınca yapılan sınırlandırma ve tahditlere karşı askı ilan süresi içinde ileri sürülen itirazlar ve kadastro mahkemesince verilen kararlar ile numaraları bildirilen Kanunlara dayanılarak tesis edilen sınırlandırmanın iptal ve tescil davaları hak düşürücü süreye tabi davalardır. Hak düşürücü süreyi düzenleyen 3402 sayılı KK'nun 12/3. fıkrasında taşınmazın niteliği ve türü belirtilmeksizin, "Tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." denilmiştir. Sözü edilen hüküm uyarınca, kitapta kadastro yoluyla yapılan tespit ve sınırlandırmalara karşı ileri sürülen itirazlar ile kesinleşmiş kadastro kayıtlarına karşı açılacak iptal/terkin davalarında gözetilecek hak düşürücü süreleri incelenmiştir.

Doktrinde ileri sürülen görüşlere ve uygulamayı yön veren YİBK, HGK ve Yargıtay Özel Daire kararları, kitabın hacımı göz önünde tutularak, işlenen konuların altına işlenmiş, ortak bilgiler ilgili bölümlere yollama yapılmak suretiyle okuyucuya kolaylık ve incelemede birlik sağlanmaya çalışılmıştır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat