Tefecilik, 08/06/1933 tarih, 2279 sayılı Ödünç Para Verme işleri Kanununda suç olarak tanımlanmış ve bu suçu işleyenler hakkında ceza yaptırımı öngörülmüştü, 30.9.1983 tarihli 90 sayılı Ödünç Para Verme işleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi 2279 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırmış, ancak KHK'de, Anayasa'da mevcut suç ve cezanın ancak kanunla öngörülmesi ilkesi gereği ceza öngörülmemiş ve bu 90 sayılı KHK kanunlaşıncaya kadar, 2279 sayılı Kanunun 17. maddesinde düzenlenen tefecilik yapanlara ilişkin ceza hükmünün yürürlüğünün sürmesi benimsenmiştir.
Tefecilik en son 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde düzenlenmiştir. Bu konuda şimdiye kadar yayınlanmış bir eserin olmaması ya da çok sınırlı düşünce açıklamalarının mevcut bulunması nedeniyle, hukuk dünyasına bu konuda katkıda bulunulması düşüncesi, tefecilik konusunda bir çalışma yapmamızın temel dayanağını oluşturmuştur.
Tefecilik, 08/06/1933 tarih, 2279 sayılı Ödünç Para Verme işleri Kanununda suç olarak tanımlanmış ve bu suçu işleyenler hakkında ceza yaptırımı öngörülmüştü, 30.9.1983 tarihli 90 sayılı Ödünç Para Verme işleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi 2279 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırmış, ancak KHK'de, Anayasa'da mevcut suç ve cezanın ancak kanunla öngörülmesi ilkesi gereği ceza öngörülmemiş ve bu 90 sayılı KHK kanunlaşıncaya kadar, 2279 sayılı Kanunun 17. maddesinde düzenlenen tefecilik yapanlara ilişkin ceza hükmünün yürürlüğünün sürmesi benimsenmiştir.
Tefecilik en son 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde düzenlenmiştir. Bu konuda şimdiye kadar yayınlanmış bir eserin olmaması ya da çok sınırlı düşünce açıklamalarının mevcut bulunması nedeniyle, hukuk dünyasına bu konuda katkıda bulunulması düşüncesi, tefecilik konusunda bir çalışma yapmamızın temel dayanağını oluşturmuştur.