BİR ŞAİR DEĞİLİM AMA…
“Yunus Emre tarih boyunca sevgi ve aşk şairi olarak tanınmıştır. Şiirlerinde en çok sevgi ve aşkı dile getirmiştir. Bütün varlıkların Yaratıcısının bir olması nedeniyle Yaratan'dan ötürü tüm varlıkları sevmemizi istemiştir.
Mevlânâ’nın âleme ve varlıklara dikkatli bir bakışı vardır. Bu yüzden hemen her şey onun şiirlerine konu olmuştur. Eserlerinde daha çok tasavvufla ilgili konular üzerinde durur.
Şiir yazmak ayrı bir yetenek tabii ki, bu konuda hiçbir iddiam olmadı. Zaman zaman sevdiklerime yazdığım akrostiş tarzında denemelerin dışında bir çalışmalarım da olmadı. Başımdan geçen bir olay benim daha çok TEFEKKÜR etmemi sağladı, düşüncelerimi kafiye ile şekillendirince bu kitaptaki şiirler ortaya çıktı.
Her şey bir sağlık taraması sırasında ortaya çıkan, benim için sürpriz olan bir hastalık tanısı ile başladı. Önce kısa bir şok, sonra tevekkül ve tefekkür... Bir hekim olarak pek çok hastanın duygularına, hastalıklar karşısında nasıl davrandıklarına şahit oldum. Aynı duyguları bir doktor olarak değil, bir hasta olarak yaşıyordum. Öncelikle Şafii ismiyle Rabbime sığındım. “Derdi de şifayı da ancak o verir, bazen şer gibi düşünülen durumlarda hayır vardır.” dedim. Tedavimi hiç aksatmadım; sevenlerimin, dostlarımın dualarıyla şifa buldum elhamdülillah. İşte bu süreç içinde sadece bakmayı değil görmeyi de öğrendim ve gördüklerimle tefekkür etmeyi… Sonra duygularımı kâğıda dökerken kafiye uyumu yakalamaya çalıştığımda şiirlerim ortaya çıktı. Yazdıklarımı sosyal medyada paylaştığımda tavsiyelerle şiir kitabında toplama kararını verdim.”
Dr. Kadir KIZILTEPE
BİR ŞAİR DEĞİLİM AMA…
“Yunus Emre tarih boyunca sevgi ve aşk şairi olarak tanınmıştır. Şiirlerinde en çok sevgi ve aşkı dile getirmiştir. Bütün varlıkların Yaratıcısının bir olması nedeniyle Yaratan'dan ötürü tüm varlıkları sevmemizi istemiştir.
Mevlânâ’nın âleme ve varlıklara dikkatli bir bakışı vardır. Bu yüzden hemen her şey onun şiirlerine konu olmuştur. Eserlerinde daha çok tasavvufla ilgili konular üzerinde durur.
Şiir yazmak ayrı bir yetenek tabii ki, bu konuda hiçbir iddiam olmadı. Zaman zaman sevdiklerime yazdığım akrostiş tarzında denemelerin dışında bir çalışmalarım da olmadı. Başımdan geçen bir olay benim daha çok TEFEKKÜR etmemi sağladı, düşüncelerimi kafiye ile şekillendirince bu kitaptaki şiirler ortaya çıktı.
Her şey bir sağlık taraması sırasında ortaya çıkan, benim için sürpriz olan bir hastalık tanısı ile başladı. Önce kısa bir şok, sonra tevekkül ve tefekkür... Bir hekim olarak pek çok hastanın duygularına, hastalıklar karşısında nasıl davrandıklarına şahit oldum. Aynı duyguları bir doktor olarak değil, bir hasta olarak yaşıyordum. Öncelikle Şafii ismiyle Rabbime sığındım. “Derdi de şifayı da ancak o verir, bazen şer gibi düşünülen durumlarda hayır vardır.” dedim. Tedavimi hiç aksatmadım; sevenlerimin, dostlarımın dualarıyla şifa buldum elhamdülillah. İşte bu süreç içinde sadece bakmayı değil görmeyi de öğrendim ve gördüklerimle tefekkür etmeyi… Sonra duygularımı kâğıda dökerken kafiye uyumu yakalamaya çalıştığımda şiirlerim ortaya çıktı. Yazdıklarımı sosyal medyada paylaştığımda tavsiyelerle şiir kitabında toplama kararını verdim.”
Dr. Kadir KIZILTEPE