Tek parti dönemi, Cumhuriyet tarihinin üzerinde en çok çalışılmış dönemi olmasının yanında, aynı zamanda bağlamından en çok koparılmış, mitleştirilmiş ve siyasallaşmış dönemidir. Döneme odaklanan, çok farklı bakış açıları ve siyasi pozisyonlardan yazılmış, zengin bir literatür olsa da, bu literatür, büyük oranda, elit odaklı, devleti, merkezi yönetimin politikalarını ve ideolojik tartışmaları önceleyen bir perspektifi yansıtır. Bu perspektif, devleti ve toplumu, kendi içlerinde homojen ve birbirine karşıt olarak resmetme eğilimindedir.
Elinizdeki derleme kitap, tek parti döneminin ve bu döneme ilişkin tarihyazımının, yeni bakış açıları ve sorular ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiği tespitinden yola çıkıyor. Kitabı oluşturan bölümler, tek parti Türkiyesi'nin, mevcut literatürde egemen olan "otoriter rejim - muhafazakar halk” ya da "çevre - merkez" gibi ikiliklere dayanan analizlerin ortaya koyduğundan çok daha karmaşık dinamiklerle şekillenmiş olduğunu gösteriyor.
Erken Cumhuriyet döneminin farklı yönlerine eğilen yazılar, her düzeyde devlet-toplum ilişkilerine ve karşılaşmalarına bakıyor. Devlet içi ayrım ve gerilimleri yadsımayan, toplumsal aktörlerin gücünü teslim eden ve gerek ulusal gerekse ulusaşırı bağlamda, aktörler ve kurumlar arası etkileşim ve müzakereleri dikkate alan analizler sunuyor. Böylelikle kitap, tek parti dönemi otoriter rejimini, devletin gündelik pratiklerine odaklanarak ve modernleşmeye içkin muğlaklık ve tutarsızlıkları göz ardı etmeden anlamayı öneriyor.
Katkıda bulunanlar:
Onur Ada, Sevgi Adak, Umut Azak, Nathalie Clayer, Remzi Çağatay Çakırlar, Fatma Müge Göçek, Yelda Kaya, Didem Kılıçkıran, Kıvanç Kılınç, Alexandros Lamprou, Barış Alp Özden, Emmanuel Szurek.
Tek parti dönemi, Cumhuriyet tarihinin üzerinde en çok çalışılmış dönemi olmasının yanında, aynı zamanda bağlamından en çok koparılmış, mitleştirilmiş ve siyasallaşmış dönemidir. Döneme odaklanan, çok farklı bakış açıları ve siyasi pozisyonlardan yazılmış, zengin bir literatür olsa da, bu literatür, büyük oranda, elit odaklı, devleti, merkezi yönetimin politikalarını ve ideolojik tartışmaları önceleyen bir perspektifi yansıtır. Bu perspektif, devleti ve toplumu, kendi içlerinde homojen ve birbirine karşıt olarak resmetme eğilimindedir.
Elinizdeki derleme kitap, tek parti döneminin ve bu döneme ilişkin tarihyazımının, yeni bakış açıları ve sorular ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiği tespitinden yola çıkıyor. Kitabı oluşturan bölümler, tek parti Türkiyesi'nin, mevcut literatürde egemen olan "otoriter rejim - muhafazakar halk” ya da "çevre - merkez" gibi ikiliklere dayanan analizlerin ortaya koyduğundan çok daha karmaşık dinamiklerle şekillenmiş olduğunu gösteriyor.
Erken Cumhuriyet döneminin farklı yönlerine eğilen yazılar, her düzeyde devlet-toplum ilişkilerine ve karşılaşmalarına bakıyor. Devlet içi ayrım ve gerilimleri yadsımayan, toplumsal aktörlerin gücünü teslim eden ve gerek ulusal gerekse ulusaşırı bağlamda, aktörler ve kurumlar arası etkileşim ve müzakereleri dikkate alan analizler sunuyor. Böylelikle kitap, tek parti dönemi otoriter rejimini, devletin gündelik pratiklerine odaklanarak ve modernleşmeye içkin muğlaklık ve tutarsızlıkları göz ardı etmeden anlamayı öneriyor.
Katkıda bulunanlar:
Onur Ada, Sevgi Adak, Umut Azak, Nathalie Clayer, Remzi Çağatay Çakırlar, Fatma Müge Göçek, Yelda Kaya, Didem Kılıçkıran, Kıvanç Kılınç, Alexandros Lamprou, Barış Alp Özden, Emmanuel Szurek.