Basında ya da günümüzdeki daha geniş tanımıyla medyada meydana gelen olaylar toplumu yakından ilgilendirmektedir. Basın toplumun günlük yaşamıyla doğrudan ilgili olduğu gibi, demokrasinin geliştirilmesine katkı yapması açısından da önemli bir işleve sahiptir. Medyanın, bu işlevini yerine getirirken basın ve demokrasi arasındaki doğrusal ilişkiye ne kadar önem verdiği, 1980 sonrası oluşan tekelci yapısıyla ne gibi sorunlara yol açtığı ve bu sorunların basın çalışanları üzerinde nasıl bir etki yarattığı araştırılması gerekli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu bağlamda Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci'nin amacı, medya sektöründe yoğun işten çıkarmalara yol açan 2001 kriziyle birlikte; basın çalışanlarının sorunlarını incelemek, tarihsel bir perspektifle bu sorunların çözümüne katkıda bulunmaktır. Kitap, bu amacın yanı sıra tüm medya çalışanları, iletişim fakülteleri öğrencileri, okur ve izleyici olarak da toplumsal sorunlara ilgi duyan herkes için bir başvuru kaynağı niteliğini taşımaktadır.
1980 ve esas itibariyle 1990 sonrasında medyadaki tekelleşme ve sendikanın tasfiyesi, basın çalışanlarının sorunlarını daha da artırmıştır. Kitapta basın çalışanlarının sorunlarının çözümünde yasal korumanın ve iş güvencesinin birinci önceliğe sahip olduğu belirtilmekte, bu süreç yaşanırken gazeteci örgütleri kanalıyla da belli bir mücadele verilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Medya çalışanlarının sorunlarının çözümünde, basının demokrasiyle olan bağıntısı dikkate alınarak somut bir model önerilmektedir.
Basında ya da günümüzdeki daha geniş tanımıyla medyada meydana gelen olaylar toplumu yakından ilgilendirmektedir. Basın toplumun günlük yaşamıyla doğrudan ilgili olduğu gibi, demokrasinin geliştirilmesine katkı yapması açısından da önemli bir işleve sahiptir. Medyanın, bu işlevini yerine getirirken basın ve demokrasi arasındaki doğrusal ilişkiye ne kadar önem verdiği, 1980 sonrası oluşan tekelci yapısıyla ne gibi sorunlara yol açtığı ve bu sorunların basın çalışanları üzerinde nasıl bir etki yarattığı araştırılması gerekli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu bağlamda Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci'nin amacı, medya sektöründe yoğun işten çıkarmalara yol açan 2001 kriziyle birlikte; basın çalışanlarının sorunlarını incelemek, tarihsel bir perspektifle bu sorunların çözümüne katkıda bulunmaktır. Kitap, bu amacın yanı sıra tüm medya çalışanları, iletişim fakülteleri öğrencileri, okur ve izleyici olarak da toplumsal sorunlara ilgi duyan herkes için bir başvuru kaynağı niteliğini taşımaktadır.
1980 ve esas itibariyle 1990 sonrasında medyadaki tekelleşme ve sendikanın tasfiyesi, basın çalışanlarının sorunlarını daha da artırmıştır. Kitapta basın çalışanlarının sorunlarının çözümünde yasal korumanın ve iş güvencesinin birinci önceliğe sahip olduğu belirtilmekte, bu süreç yaşanırken gazeteci örgütleri kanalıyla da belli bir mücadele verilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Medya çalışanlarının sorunlarının çözümünde, basının demokrasiyle olan bağıntısı dikkate alınarak somut bir model önerilmektedir.