Teknoloji, hayatlarımızda derinleştikçe çağdaş filozofların daha fazla ilgisini çekmeye başlamıştır ve yayıldığı geniş ağ dolayısıyla potansiyel olarak felsefi incelemenin konusudur. İnsan durmaksızın üretir, alet kullanır, inşa eder, mesken tutar ve düşünür ki bütün bu eylemlerimiz teknoloji ile yakından ilişkilidir. Teknoloji felsefesinin gelişimini takip etmek ve alanı şekillendiren düşünürlerin görüşleri arasındaki ilişkiyi anlamak isteyenler için yazar bu kitapta, Marx’tan Marcuse’a, Dewey’den Latour’a ve Heidegger’den Borgmann’a kadar pek çok düşünürün fikirlerine yeni bir bakış açısı sunuyor. Ayrıca eğitim felsefesi ve değerlere duyarlı tasarım alanında çalışanların da ilgisini çekecek bağlantılar sunuyor.
“Nesne olmadan insan bir hiçtir... Fakat öznenin özünde zorunlu olarak ilişki kurduğu nesne, öznenin kendi nesnel doğasından başka bir şey değildir. Böylece kişi üzerine tefekkür ettiği nesne aracılığıyla kendini tanımaya başlar”
Teknoloji, hayatlarımızda derinleştikçe çağdaş filozofların daha fazla ilgisini çekmeye başlamıştır ve yayıldığı geniş ağ dolayısıyla potansiyel olarak felsefi incelemenin konusudur. İnsan durmaksızın üretir, alet kullanır, inşa eder, mesken tutar ve düşünür ki bütün bu eylemlerimiz teknoloji ile yakından ilişkilidir. Teknoloji felsefesinin gelişimini takip etmek ve alanı şekillendiren düşünürlerin görüşleri arasındaki ilişkiyi anlamak isteyenler için yazar bu kitapta, Marx’tan Marcuse’a, Dewey’den Latour’a ve Heidegger’den Borgmann’a kadar pek çok düşünürün fikirlerine yeni bir bakış açısı sunuyor. Ayrıca eğitim felsefesi ve değerlere duyarlı tasarım alanında çalışanların da ilgisini çekecek bağlantılar sunuyor.
“Nesne olmadan insan bir hiçtir... Fakat öznenin özünde zorunlu olarak ilişki kurduğu nesne, öznenin kendi nesnel doğasından başka bir şey değildir. Böylece kişi üzerine tefekkür ettiği nesne aracılığıyla kendini tanımaya başlar”