Bu kitabın amacı ülkemizde özellikle son yirmi yılda gittikçe artan fakat halen yetersiz görülen "Teknolojik Rekabet Stratejileri" alanındaki bir eksikliği tamamlama çabasına bir katkı ve bir adımdır. Bilindiği gibi ülkelerin rekabet avantajlarının her alanda üstün olması mümkün değildir. Kimileri coğrafi ve doğal şartların, kimileri tarihsel ve kültürel faktörlerin, kimileri de siyasal ve ekonomik gücün avantaja dönüştürülmesinde başarılıdır. Ama hepsinden önemli olan tüm bur şart, faktör, güç veya avantajları teknolojik üstünlüğe dönüştürmektir. Kanımızca yaşadığımız çağı tanımlamaya gerek yoktur. Bilimin ve teknolojinin hakimiyetini ele aldığı hayat alanı kalmamıştır. Felsefi açıdan eleştirilirse bile belli bir noktaya kadar teknoloji toplumu kaçınılmaz hale gelmiştir. Üstekil ülkemiz ve toplumumuz adına eleştiri noktasında da değiliz.
Bu kitabın amacı ülkemizde özellikle son yirmi yılda gittikçe artan fakat halen yetersiz görülen "Teknolojik Rekabet Stratejileri" alanındaki bir eksikliği tamamlama çabasına bir katkı ve bir adımdır. Bilindiği gibi ülkelerin rekabet avantajlarının her alanda üstün olması mümkün değildir. Kimileri coğrafi ve doğal şartların, kimileri tarihsel ve kültürel faktörlerin, kimileri de siyasal ve ekonomik gücün avantaja dönüştürülmesinde başarılıdır. Ama hepsinden önemli olan tüm bur şart, faktör, güç veya avantajları teknolojik üstünlüğe dönüştürmektir. Kanımızca yaşadığımız çağı tanımlamaya gerek yoktur. Bilimin ve teknolojinin hakimiyetini ele aldığı hayat alanı kalmamıştır. Felsefi açıdan eleştirilirse bile belli bir noktaya kadar teknoloji toplumu kaçınılmaz hale gelmiştir. Üstekil ülkemiz ve toplumumuz adına eleştiri noktasında da değiliz.