Kadir Keskin. Eğitimci, yazar. Bu güne kadar vermiş olduğu konferans ve seminerlerin sayısı 472. Yazdığı kitaplar en az dört, bazısı 25 baskı yaptı. O, hayatını küçük- büyük, evli- bekâr demeksizin yazıyla/ sözüyle insanımızın nasıl mutlu, huzurlu yaşaması gerektiğini anlatmaya adamış bir öğretmen. Yani öğretmeye hâlâ devam ediyor. Sanki bu günleri işaret edercesine; “Para ilaç satın alabilir ama sağlık satın alamaz. Sağlık getirse bile ömür satın alamaz. Para dünyayı, dünyaları alabilir ama ahreti satın alamaz. Dünyadaki en pahalı yatak nedir biliyor musunuz? ‘Hasta yatağı...’ Birisini arabanızı kullanmak için, para kazandırmak için işe alabilirsiniz, fakat hastalığınızı taşıyacak birisini bulamazsınız” diyor ve bir okuyucusunun iç yakıcı gerçeğini okuyucularıyla şöyle paylaşıyor: “Size gönderdiğim bu mesajımı, seve seve yazabilirsiniz. Hatta seminerlerinizde de okuyabilirsiniz. Başka eşler benim durumuma düşmesin. Hocam arkadaşlar eşlerine sahip çıksınlar, gerekirse bir şans tanısınlar, gelin gittiği yuvasında, yuvalarını terk etmesinler ve asla eşlerinden vazgeçmesinler. Giden geri gelmiyor hocam. Büyütmekte olduğunuz canınız evladınız bir kızınız varsa asla ikinci evlilik olmuyor, hayali bile ürkütücü. Gençler benim gibi ham hayallere kapılıp geleceğini karartmasınlar. Yuvalarına sahip çıksınlar. Sonradan, “keşke, şimdiki aklım olsaydı” gibi pişmanlık fayda vermiyor. Yaşadığım hayat şerit gibi gözümün önünden geçtikçe, kızımın yanında gözyaşlarımı içime akıtarak ağlıyorum. Baba sevgisinden yoksun çocuk yetiştirmek çok zor. Gösterdiğim anne şefkati, bu açığı kapatamıyor. Boşanmak isteyen bütün hanım kardeşlerime zararın neresinden dönerseniz kârdır, diyorum. Yuva kolay kurulmuyor. Borç harçla kuruluyor. Yuva bozuldu mu beğenerek aldığımız eşyalar eskiyor, göze görünmüyor, hatta bazılarını gecenin karanlığında çöpe atıyorsunuz. Ama o eşyaların bıraktığı anılar ve yaşanılan güzel yıllar unutulmuyor.”
Kadir Keskin. Eğitimci, yazar. Bu güne kadar vermiş olduğu konferans ve seminerlerin sayısı 472. Yazdığı kitaplar en az dört, bazısı 25 baskı yaptı. O, hayatını küçük- büyük, evli- bekâr demeksizin yazıyla/ sözüyle insanımızın nasıl mutlu, huzurlu yaşaması gerektiğini anlatmaya adamış bir öğretmen. Yani öğretmeye hâlâ devam ediyor. Sanki bu günleri işaret edercesine; “Para ilaç satın alabilir ama sağlık satın alamaz. Sağlık getirse bile ömür satın alamaz. Para dünyayı, dünyaları alabilir ama ahreti satın alamaz. Dünyadaki en pahalı yatak nedir biliyor musunuz? ‘Hasta yatağı...’ Birisini arabanızı kullanmak için, para kazandırmak için işe alabilirsiniz, fakat hastalığınızı taşıyacak birisini bulamazsınız” diyor ve bir okuyucusunun iç yakıcı gerçeğini okuyucularıyla şöyle paylaşıyor: “Size gönderdiğim bu mesajımı, seve seve yazabilirsiniz. Hatta seminerlerinizde de okuyabilirsiniz. Başka eşler benim durumuma düşmesin. Hocam arkadaşlar eşlerine sahip çıksınlar, gerekirse bir şans tanısınlar, gelin gittiği yuvasında, yuvalarını terk etmesinler ve asla eşlerinden vazgeçmesinler. Giden geri gelmiyor hocam. Büyütmekte olduğunuz canınız evladınız bir kızınız varsa asla ikinci evlilik olmuyor, hayali bile ürkütücü. Gençler benim gibi ham hayallere kapılıp geleceğini karartmasınlar. Yuvalarına sahip çıksınlar. Sonradan, “keşke, şimdiki aklım olsaydı” gibi pişmanlık fayda vermiyor. Yaşadığım hayat şerit gibi gözümün önünden geçtikçe, kızımın yanında gözyaşlarımı içime akıtarak ağlıyorum. Baba sevgisinden yoksun çocuk yetiştirmek çok zor. Gösterdiğim anne şefkati, bu açığı kapatamıyor. Boşanmak isteyen bütün hanım kardeşlerime zararın neresinden dönerseniz kârdır, diyorum. Yuva kolay kurulmuyor. Borç harçla kuruluyor. Yuva bozuldu mu beğenerek aldığımız eşyalar eskiyor, göze görünmüyor, hatta bazılarını gecenin karanlığında çöpe atıyorsunuz. Ama o eşyaların bıraktığı anılar ve yaşanılan güzel yıllar unutulmuyor.”