Kendilerine özgü dille, daha doğrusu üst-dille (métalangage) anlatılan felsefî ve dinî hakikatler, saf ve kişiden bağımsız; ilk bakışta kendilerini ele veren hakikatler midir? Eğer böyle iseler, onların kavranmasında hangi yollar kullanılmalıdır? Felsefi ve dini metinler arasında bir benzerlik ya da özdeşlik olmadığı için, bu bilgilerin aksiyomları, ilkeleri ve yöntemleri de birbirinden farklıdır. İster felsefî, isterse dinî olsun; yazılı olan veya olmayan metinler, ancak kendilerine uygun aksiyomlar, ilkeler ve yöntemlerle okunup anlaşılabilir.
Teolojik Hermenötik, metinlerdeki anlamı yeniden üretmenin hermenötikle yani yorumla mümkün olduğu tezinden hareketle, “Teolojik hermenötik nedir?” ve “Felsefî hermenötik, kutsal metinlerin tefsirine ne gibi yardımda bulunabilir?” sorularının peşine düşerken, konuya hem anlama ve yorumlama hem de bunların ilişkileri açısından yaklaşmaktadır.
Kendilerine özgü dille, daha doğrusu üst-dille (métalangage) anlatılan felsefî ve dinî hakikatler, saf ve kişiden bağımsız; ilk bakışta kendilerini ele veren hakikatler midir? Eğer böyle iseler, onların kavranmasında hangi yollar kullanılmalıdır? Felsefi ve dini metinler arasında bir benzerlik ya da özdeşlik olmadığı için, bu bilgilerin aksiyomları, ilkeleri ve yöntemleri de birbirinden farklıdır. İster felsefî, isterse dinî olsun; yazılı olan veya olmayan metinler, ancak kendilerine uygun aksiyomlar, ilkeler ve yöntemlerle okunup anlaşılabilir.
Teolojik Hermenötik, metinlerdeki anlamı yeniden üretmenin hermenötikle yani yorumla mümkün olduğu tezinden hareketle, “Teolojik hermenötik nedir?” ve “Felsefî hermenötik, kutsal metinlerin tefsirine ne gibi yardımda bulunabilir?” sorularının peşine düşerken, konuya hem anlama ve yorumlama hem de bunların ilişkileri açısından yaklaşmaktadır.