Tarihte düşünce suçundan yargılanan ilk insan olan Sokrates mahkemede kendisiyle ilgili ölüm cezası istendiğinde Atinalılara şöyle seslenir: “Atinalılar sizi sayar ve severim. Ama size değil Tanrıya itaat edeceğim. Nefes aldığım ve gücüm yettiği sürece felsefe yapmaktan, nasihat vermekten ve size her rastladığımda gerçekleri göstermekten hiç vazgeçmeyecek, size söylemeye alışkın olduğum şeyleri söyleceğim... Erdemi paranın getirmediğini, tam aksine parayı ve kamusal ya da kişisel bütün nimetleri erdemin getirdiğini söylüyorum. Eğer bu sözlerim gençleri yoldan çıkarıyorsa, zararlı olduklarını kabul ederim... Anytos’a hak verseniz de vermeseniz de, beni serbest bıraksanız da bırakmasanız da, defalarca ölecek olsam bile, başka şekilde davranmam mümkün değil.
Tarih bize yüzyıllar boyunca özgür ve bağımsız düşüncenin iktidarları rahatsız ettiğini ve iktidarların da özgür ve bağımsız düşünceyi sansürlemeye ve bu düşüncenin sesini kısmaya veya kesmeye çalıştığını göstermektedir. Aklı merkezine alan ve alternatif ortaya koyan düşünceyi özgür ve bağımsız düşünce olarak oifade edersek, alternatife tahammül edemeyen hiçbir düşünce ya da düşünce biçiminin özgür olduğunu söyleyemeyiz. Andre Maurois’un Pascal’dan naklettiği şu cümle son derece manidardır: “Eğer geometri, hırslarımıza politika kadar karşı gelseydi, onun hakkında bu kadar iyi düşünemezdik.” Kendisi ise şöyle der: “Tutkularımızı destekleyen her şeyi doğru buluruz. Karşı olan herşey de bizi sinirlendirir.”
Tarihten günümüze uğruna ağır bedeller ödenen ifade özgürlüğü bahsi, takdir edileceği üzere oldukça netameli ve sancılı bir bahistir. Çalışmamızın merkezinde yer alan ifade özgürlüğü alanında ve ifade özgürlüğünü takyid eden Terör örgütünün propagandası suçu kapsamında ortaya koyacaklarımızın yeni şeyler olmadığını baştan belirterek, bu çalışmanın, bu alanda yazılan makale ve kitapların ve yapılan çalışmaların oluşturduğu enformasyon denizinde bir katre mesabesinde olduğunu ifade etmeliyiz.
“İfade Özgürlüğü Bağlamında Terör Örgütünün Propagandası Suçu” başlıklı kitabımız aynı adlı tez çalışmamızdan doğmuştur. Söz konusu tez çalışmamız Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku yüksek lisans programında 2019 Bahar yarıyılında sunulmuş ve jüri tarafından oy birliği ile başarılı bulunmuştur. Bu çalışmada terör, terörizm ve propaganda kavramları, ifade özgürlüğü, terör örgütünün propagandası suçunun ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi ve Türk hukukunda terör örgütünün propagandası suçu işlenmiştir.
Tarihte düşünce suçundan yargılanan ilk insan olan Sokrates mahkemede kendisiyle ilgili ölüm cezası istendiğinde Atinalılara şöyle seslenir: “Atinalılar sizi sayar ve severim. Ama size değil Tanrıya itaat edeceğim. Nefes aldığım ve gücüm yettiği sürece felsefe yapmaktan, nasihat vermekten ve size her rastladığımda gerçekleri göstermekten hiç vazgeçmeyecek, size söylemeye alışkın olduğum şeyleri söyleceğim... Erdemi paranın getirmediğini, tam aksine parayı ve kamusal ya da kişisel bütün nimetleri erdemin getirdiğini söylüyorum. Eğer bu sözlerim gençleri yoldan çıkarıyorsa, zararlı olduklarını kabul ederim... Anytos’a hak verseniz de vermeseniz de, beni serbest bıraksanız da bırakmasanız da, defalarca ölecek olsam bile, başka şekilde davranmam mümkün değil.
Tarih bize yüzyıllar boyunca özgür ve bağımsız düşüncenin iktidarları rahatsız ettiğini ve iktidarların da özgür ve bağımsız düşünceyi sansürlemeye ve bu düşüncenin sesini kısmaya veya kesmeye çalıştığını göstermektedir. Aklı merkezine alan ve alternatif ortaya koyan düşünceyi özgür ve bağımsız düşünce olarak oifade edersek, alternatife tahammül edemeyen hiçbir düşünce ya da düşünce biçiminin özgür olduğunu söyleyemeyiz. Andre Maurois’un Pascal’dan naklettiği şu cümle son derece manidardır: “Eğer geometri, hırslarımıza politika kadar karşı gelseydi, onun hakkında bu kadar iyi düşünemezdik.” Kendisi ise şöyle der: “Tutkularımızı destekleyen her şeyi doğru buluruz. Karşı olan herşey de bizi sinirlendirir.”
Tarihten günümüze uğruna ağır bedeller ödenen ifade özgürlüğü bahsi, takdir edileceği üzere oldukça netameli ve sancılı bir bahistir. Çalışmamızın merkezinde yer alan ifade özgürlüğü alanında ve ifade özgürlüğünü takyid eden Terör örgütünün propagandası suçu kapsamında ortaya koyacaklarımızın yeni şeyler olmadığını baştan belirterek, bu çalışmanın, bu alanda yazılan makale ve kitapların ve yapılan çalışmaların oluşturduğu enformasyon denizinde bir katre mesabesinde olduğunu ifade etmeliyiz.
“İfade Özgürlüğü Bağlamında Terör Örgütünün Propagandası Suçu” başlıklı kitabımız aynı adlı tez çalışmamızdan doğmuştur. Söz konusu tez çalışmamız Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku yüksek lisans programında 2019 Bahar yarıyılında sunulmuş ve jüri tarafından oy birliği ile başarılı bulunmuştur. Bu çalışmada terör, terörizm ve propaganda kavramları, ifade özgürlüğü, terör örgütünün propagandası suçunun ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi ve Türk hukukunda terör örgütünün propagandası suçu işlenmiştir.