Kurban ibadeti Hz. İbrahim’in (a.s.) sünneti olarak Müslümanlar tarafından asırlardır sürdürülen bir ibadettir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de kurban kesmeyi hiç terk etmemiştir. Hanefi mezhebinde ağırlıklı görüşe göre dinen aranan şartları taşıyan kimsenin kurban kesmesi vaciptir. Yüce Allah “Şimdi sen Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser, 108/2) buyurmuştur.
Kurban sayesinde kişi, Rabbinin rızası uğruna nelerden vazgeçebileceğini bir kez daha hatırlayarak O’nun sevgisini her şeyden üstün tutması gerektiğini hisseder. İnancında samimi olduğunu gösterir, takvası artar. Fakirlerin ve muhtaçların halinden anlar, paylaşmanın tadına varır. Akraba, eş dost, komşu, yakın ya da uzak inanan tüm kardeşleriyle birlik ve beraberliğini pekiştirir.
Kurban ibadeti Hz. İbrahim’in (a.s.) sünneti olarak Müslümanlar tarafından asırlardır sürdürülen bir ibadettir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de kurban kesmeyi hiç terk etmemiştir. Hanefi mezhebinde ağırlıklı görüşe göre dinen aranan şartları taşıyan kimsenin kurban kesmesi vaciptir. Yüce Allah “Şimdi sen Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser, 108/2) buyurmuştur.
Kurban sayesinde kişi, Rabbinin rızası uğruna nelerden vazgeçebileceğini bir kez daha hatırlayarak O’nun sevgisini her şeyden üstün tutması gerektiğini hisseder. İnancında samimi olduğunu gösterir, takvası artar. Fakirlerin ve muhtaçların halinden anlar, paylaşmanın tadına varır. Akraba, eş dost, komşu, yakın ya da uzak inanan tüm kardeşleriyle birlik ve beraberliğini pekiştirir.