Gecenin en karanlık saatinde, can çekişen sokak lambasının pır pır eden ışığı altında, kırk yaşlarında yakışıklı bir adam, yanında zencefil burunlu kel yardımcısı, onun yanındaysa çocuğa benzeyen çirkin bir yaratık, kaldırımda öylece durmuşlar eski esnaf lokantasına bakıyorlardı.
“Neden ille de bu aşçı, Sahip? Başka birini de bulabilirdik. Bu kadar zahmete değecek mi bari?” diye sordu yardımcı.
Yakışıklı adam, ellerini pahalı bir terzinin elinden çıktığı belli pantolonunun ceplerinden çıkarmadan, gözleri, iki zebani arasında yaka paça yıkıntının gölgelerinden çıkarılan, kömürleşmiş bedenin üstünde, sakince cevapladı yardımcısını.
“Sen de bilirsin ki en leziz günahlar, pişmanlıkla yanıp kavrulan günahkârların ellerinden çıkar.”
Korku edebiyatının kara kraliçesi Işın Beril Tetik’in, vicdan azapları, kötücül düşler, zalim zevkler, tehlikeli hazlar ve aç ruhların doyumsuz hikâyeleriyle hazırladığı şeytani sofrasına davetlisiniz...
Gecenin en karanlık saatinde, can çekişen sokak lambasının pır pır eden ışığı altında, kırk yaşlarında yakışıklı bir adam, yanında zencefil burunlu kel yardımcısı, onun yanındaysa çocuğa benzeyen çirkin bir yaratık, kaldırımda öylece durmuşlar eski esnaf lokantasına bakıyorlardı.
“Neden ille de bu aşçı, Sahip? Başka birini de bulabilirdik. Bu kadar zahmete değecek mi bari?” diye sordu yardımcı.
Yakışıklı adam, ellerini pahalı bir terzinin elinden çıktığı belli pantolonunun ceplerinden çıkarmadan, gözleri, iki zebani arasında yaka paça yıkıntının gölgelerinden çıkarılan, kömürleşmiş bedenin üstünde, sakince cevapladı yardımcısını.
“Sen de bilirsin ki en leziz günahlar, pişmanlıkla yanıp kavrulan günahkârların ellerinden çıkar.”
Korku edebiyatının kara kraliçesi Işın Beril Tetik’in, vicdan azapları, kötücül düşler, zalim zevkler, tehlikeli hazlar ve aç ruhların doyumsuz hikâyeleriyle hazırladığı şeytani sofrasına davetlisiniz...