Timur’un Sarayında Fransa’ya Gönderdiği Elçinin Kaleminden Emir Timur’un Hayatı, Devleti ve Halkı
Bambaşka Bir Emir Timur Portresi…
İran’da bulunan Sultaniye’deki Katolik kilisesinin başpiskoposu olan Johannes, Timur’un Sultaniye’yi zaptının ardından Timurlu sarayına yakın bir kişi haline gelmiş ve bunun bir neticesi olarak 1398’de Timur’un bir elçisi sıfatıyla Venedik ve Cenova’ya gönderilmiştir. Bu görevinde efendisinin beğenisini kazanmış olacak ki 1402’de Ankara Muharebesi’nden sonra yeniden Avrupa’ya gönderildi. Bu sefer Timur, Sultaniyeli Johannes aracılığı ile Avrupalı muhataplarına Yıldırım Bayezid’i esir ettiğini müjdeliyor ve ardından da ipek yolunun önemli bir kısmının efendisi olmaktan başka, bu yolun limanlarının da çoğunun fatihi sıfatıyla temasın asıl nedenini, yani Avrupa ile ticaret ilişkilerini başlatmak ve yoğunlaştırmak isteğini vurguluyordu.
İşte bu maksatla görevlendirdiği Sultaniyeli Johannes; Venedik, Cenova, Roma’daki temaslarının ardından 1403 Mayıs ayında Fransa’ya geldi ve burada Kral 5. Charles tarafından kabul edildi. Fransa’da kalacak olduğu altı aylık dönem, muhtemelen efendisi Timur ile ilgili çevresine aktardıklarına dayalı bir kitabın ortaya çıkmasına neden oldu. Yazar bu eserinde Timur’un yerel bir güçten kıtaları aşan haşmetli bir hükümdara dönüşmesine uzanan süreci aktarmakla kalmayarak aynı zamanda Timur’un devletinin idari düzeninden ordusuna varıncaya kadar pek çok hususta bilgi verir.
Ahmet Deniz Altunbaş’ın eski Fransızca aslından çevirip notlandırdığı Timur’un Sarayında; Timur, Mîrân Şah ve Fransa Kralı arasındaki yazışmaların yanı sıra Timur ve elçisi hakkında dönemin muhtelif kroniklerinde verilmiş bilgileri de içeriyor. En önemlisi de Timur’un hükümdarlığına dair teferruatlı anlatımıyla bu konu üzerinde incelemeler yapan araştırmacılar ve tarihe meraklı okurlar tarafından da büyük bir beğeni ile okunmayı hak ediyor.
Bambaşka Bir Emir Timur Portresi…
İran’da bulunan Sultaniye’deki Katolik kilisesinin başpiskoposu olan Johannes, Timur’un Sultaniye’yi zaptının ardından Timurlu sarayına yakın bir kişi haline gelmiş ve bunun bir neticesi olarak 1398’de Timur’un bir elçisi sıfatıyla Venedik ve Cenova’ya gönderilmiştir. Bu görevinde efendisinin beğenisini kazanmış olacak ki 1402’de Ankara Muharebesi’nden sonra yeniden Avrupa’ya gönderildi. Bu sefer Timur, Sultaniyeli Johannes aracılığı ile Avrupalı muhataplarına Yıldırım Bayezid’i esir ettiğini müjdeliyor ve ardından da ipek yolunun önemli bir kısmının efendisi olmaktan başka, bu yolun limanlarının da çoğunun fatihi sıfatıyla temasın asıl nedenini, yani Avrupa ile ticaret ilişkilerini başlatmak ve yoğunlaştırmak isteğini vurguluyordu.
İşte bu maksatla görevlendirdiği Sultaniyeli Johannes; Venedik, Cenova, Roma’daki temaslarının ardından 1403 Mayıs ayında Fransa’ya geldi ve burada Kral 5. Charles tarafından kabul edildi. Fransa’da kalacak olduğu altı aylık dönem, muhtemelen efendisi Timur ile ilgili çevresine aktardıklarına dayalı bir kitabın ortaya çıkmasına neden oldu. Yazar bu eserinde Timur’un yerel bir güçten kıtaları aşan haşmetli bir hükümdara dönüşmesine uzanan süreci aktarmakla kalmayarak aynı zamanda Timur’un devletinin idari düzeninden ordusuna varıncaya kadar pek çok hususta bilgi verir.
Ahmet Deniz Altunbaş’ın eski Fransızca aslından çevirip notlandırdığı Timur’un Sarayında; Timur, Mîrân Şah ve Fransa Kralı arasındaki yazışmaların yanı sıra Timur ve elçisi hakkında dönemin muhtelif kroniklerinde verilmiş bilgileri de içeriyor. En önemlisi de Timur’un hükümdarlığına dair teferruatlı anlatımıyla bu konu üzerinde incelemeler yapan araştırmacılar ve tarihe meraklı okurlar tarafından da büyük bir beğeni ile okunmayı hak ediyor.