Düşünce ile sanat arasındaki kadim yaratıcı zincirleme ilişkiye karşın yine de sanat (resim, edebiyat, şiir vb.) üzerine çalışmaya yeltenen her araştırmacı girişim; ele almış olduğu konuyu, ister sanatçıyı ister sanat yapıtını isterse ait olduğu tarihsel kültürel dönemi genellikle ortaya çıktığı dönemin tarihsel, ideolojik ve siyasi kültürel bağlamlarını yeterince hesaba katmadan ele almaya yatkın görünür. Bu nedenle konunun uzmanları, Türkiye'de sanat tarihi yazımının alabildiğine “sorunlu” bir çizgide durduğu konusunda neredeyse hemfikir gibidirler. Oldukça isabetli bu saptamaya karşın ne yazık ki bu konuda önümüzde henüz yeterli sayıda ve derinlikte, önemli sanat tarihi yazım örnekleri olduğunu söylemek zordur.
İnci Aydın'ın Toplum Tahayyülünün Öncüleri Resimde ve Edebiyatta başlıklı bu kitabı da tıpkı bir önceki İmge ve İmaj kitabında olduğu gibi bu sorunu bir yandan sanat tarihi diğer yandan ise kültürel ideoloji bağlamında ele alıyor bir bakıma...
Aslında bir öykücü olarak edebiyat alanında da kendisine özgün bir yer açmaya girişmiş bir edebiyat insanı olarak 2019 yılında Corpus Yayınları tarafından yayımlanan İmge ve İmaj / Türkiye'de Resim ve Edebiyatta Ortak Dil kitabında, bu iki alan arasındaki ortak dil ve tarih üzerinde yoğunlaşmışken, bu yeni kitabında ise yine bu iki alan aracılığıyla Türkiye'nin Osmanlı geçmişiyle belirip Cumhuriyet geleceği bağlamında gelişen bir kültürel ideoloji kurma sürecini de etkileyerek gelişen bir tür “toplumsal tahayyül” öncüleri olarak da anılması gereken ressam, şair, romancı vd. sanatçı isimler ve sanat yapıtları üzerinden hem bir tarih hem bir kültür hem de muhtemel bir gelecek kurma çalışması olarak düşünülmeli.
Ekrem Kahraman
Düşünce ile sanat arasındaki kadim yaratıcı zincirleme ilişkiye karşın yine de sanat (resim, edebiyat, şiir vb.) üzerine çalışmaya yeltenen her araştırmacı girişim; ele almış olduğu konuyu, ister sanatçıyı ister sanat yapıtını isterse ait olduğu tarihsel kültürel dönemi genellikle ortaya çıktığı dönemin tarihsel, ideolojik ve siyasi kültürel bağlamlarını yeterince hesaba katmadan ele almaya yatkın görünür. Bu nedenle konunun uzmanları, Türkiye'de sanat tarihi yazımının alabildiğine “sorunlu” bir çizgide durduğu konusunda neredeyse hemfikir gibidirler. Oldukça isabetli bu saptamaya karşın ne yazık ki bu konuda önümüzde henüz yeterli sayıda ve derinlikte, önemli sanat tarihi yazım örnekleri olduğunu söylemek zordur.
İnci Aydın'ın Toplum Tahayyülünün Öncüleri Resimde ve Edebiyatta başlıklı bu kitabı da tıpkı bir önceki İmge ve İmaj kitabında olduğu gibi bu sorunu bir yandan sanat tarihi diğer yandan ise kültürel ideoloji bağlamında ele alıyor bir bakıma...
Aslında bir öykücü olarak edebiyat alanında da kendisine özgün bir yer açmaya girişmiş bir edebiyat insanı olarak 2019 yılında Corpus Yayınları tarafından yayımlanan İmge ve İmaj / Türkiye'de Resim ve Edebiyatta Ortak Dil kitabında, bu iki alan arasındaki ortak dil ve tarih üzerinde yoğunlaşmışken, bu yeni kitabında ise yine bu iki alan aracılığıyla Türkiye'nin Osmanlı geçmişiyle belirip Cumhuriyet geleceği bağlamında gelişen bir kültürel ideoloji kurma sürecini de etkileyerek gelişen bir tür “toplumsal tahayyül” öncüleri olarak da anılması gereken ressam, şair, romancı vd. sanatçı isimler ve sanat yapıtları üzerinden hem bir tarih hem bir kültür hem de muhtemel bir gelecek kurma çalışması olarak düşünülmeli.
Ekrem Kahraman